Meta'
Meta', dört şekilde tefsir edilir:
1. Meta kelimesi, ulaşılacak j varılacak son nokta manasında kullanılmıştır; bu anlamıyla Yüce Allah'ın Adem, Havva ve İblis'e hitaben söylediği şu sözde geçmektedir:
(Allah, Âdem, Havva ve İblis'e şöyle buyurdu/: "Sizin için yeryüzünde bir hîne kadar bir müstekarr ve bir meta' (yani,, ecellerinizin nihayetine ulaşacağınız-Iecellerinizi sona ereceği vakte kadar} vardır." (Bakara/36)
Bunun bir benzeri de A'râf süresindedir.[135]
(Nebileri, Arab müşriklerine şöyle dedi}: "Belki de o sizin için bir fitne ve bir vakte kadar bir metâ'dır"
(yani, ecellerinizin nihayetine ulaşıncaya kadar (bir imtihan vesilesidir)}. (Enbiyâ/111)
2. Meta', menfaatler jfaydalar anlamına kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Deniz avı ve onu yemek sizin için helâl kılındı ki: hem sizin, hem de seyyarlar için bir meta' (yani, hem sizin, hem yolcular için birtakım fayda} olsun. (Mâ-ide/96)
Meskun olmayıp da içlerinde sizin için meta' (yani, sıcak ve soğuğa karşı menfaatler} bulunan evlere (yani, hanlara /konaklama yerlerine) girmenizde bir günah yoktur. (Nûr/29)
Gördünüz mü yakmakta olduğunuz ateşi: onun ağacını siz mi inşâ ettiniz, yoksa Biz mi inşâ ettik?! Biz onu (dünya ateşinden} bir hatırlatma ve bir meta' (yani, birtakım faydalara vesile} kıldık; mukvîn (yani, çıplak arazilerde kalanlar} için.[136] (Vâkia/71-73)
Sizin ve en'âmmız için bir meta' (yani, fayda/faydalanma} olmak üzere... (Nâziât/33)
3. Meta', boşanan kadına verilen mut'a I kendisi ile yararlanılacak herhangi bir mal anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Boşanan kadınların, ma'rûf üzere bir meta' hakları vardır (yani, eşi ona imkânına göre mehrin dışında faydalanacak bir şey [mut'a] vermekle yükümlüdür}. Bu, muttakiler üzerine bir borçtur. (Bakara/241)
Güzel bir şekilde metâ'landırın (yani, erkek, boşadığı kadına imkânları ölçüşünce bir mut'a [kendisiyle yararlanacağı bir mal] vermelidir}. Bu, muhsinler üzerine bir borçtur. (Bakara/236)
4. Meta lafzıyla, demir, kurşun, kırmızı ve sarı bakır kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:
Veya bir meta' (yani, demir, kurşun ve sarı bakır} elde etmek için... onun gibi bir köpük çıkar. (Ra'd/17)
Meta', dört şekilde tefsir edilir:
1. Meta kelimesi, ulaşılacak j varılacak son nokta manasında kullanılmıştır; bu anlamıyla Yüce Allah'ın Adem, Havva ve İblis'e hitaben söylediği şu sözde geçmektedir:
(Allah, Âdem, Havva ve İblis'e şöyle buyurdu/: "Sizin için yeryüzünde bir hîne kadar bir müstekarr ve bir meta' (yani,, ecellerinizin nihayetine ulaşacağınız-Iecellerinizi sona ereceği vakte kadar} vardır." (Bakara/36)
Bunun bir benzeri de A'râf süresindedir.[135]
(Nebileri, Arab müşriklerine şöyle dedi}: "Belki de o sizin için bir fitne ve bir vakte kadar bir metâ'dır"
(yani, ecellerinizin nihayetine ulaşıncaya kadar (bir imtihan vesilesidir)}. (Enbiyâ/111)
2. Meta', menfaatler jfaydalar anlamına kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Deniz avı ve onu yemek sizin için helâl kılındı ki: hem sizin, hem de seyyarlar için bir meta' (yani, hem sizin, hem yolcular için birtakım fayda} olsun. (Mâ-ide/96)
Meskun olmayıp da içlerinde sizin için meta' (yani, sıcak ve soğuğa karşı menfaatler} bulunan evlere (yani, hanlara /konaklama yerlerine) girmenizde bir günah yoktur. (Nûr/29)
Gördünüz mü yakmakta olduğunuz ateşi: onun ağacını siz mi inşâ ettiniz, yoksa Biz mi inşâ ettik?! Biz onu (dünya ateşinden} bir hatırlatma ve bir meta' (yani, birtakım faydalara vesile} kıldık; mukvîn (yani, çıplak arazilerde kalanlar} için.[136] (Vâkia/71-73)
Sizin ve en'âmmız için bir meta' (yani, fayda/faydalanma} olmak üzere... (Nâziât/33)
3. Meta', boşanan kadına verilen mut'a I kendisi ile yararlanılacak herhangi bir mal anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Boşanan kadınların, ma'rûf üzere bir meta' hakları vardır (yani, eşi ona imkânına göre mehrin dışında faydalanacak bir şey [mut'a] vermekle yükümlüdür}. Bu, muttakiler üzerine bir borçtur. (Bakara/241)
Güzel bir şekilde metâ'landırın (yani, erkek, boşadığı kadına imkânları ölçüşünce bir mut'a [kendisiyle yararlanacağı bir mal] vermelidir}. Bu, muhsinler üzerine bir borçtur. (Bakara/236)
4. Meta lafzıyla, demir, kurşun, kırmızı ve sarı bakır kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:
Veya bir meta' (yani, demir, kurşun ve sarı bakır} elde etmek için... onun gibi bir köpük çıkar. (Ra'd/17)