Maqâm
Maqâm, dört şekilde tefsir edilir:
1. Maqâm, mesken manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Böylece onları bostanlardan, pınarlardan, hazinelerden ve kerîm maqâmlardan (yani, güzel meskenlerden! çıkardık. İşte böyle. Ve İsrâîloğulları'm onlara vâris kıldık.[225] (Şu'arâ/57-59)
Doğrusu muttakiler, {ölümden yana} enim bir ma-qâmdadırlar {(yani, meskendedirler)}. (Duhân/51)
2. Maqâm kelimesi, ikâmet etmek, durmak /kalmak manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ey kavmim! Eğer benim nıaqâmım {yani, içinizde durmam I kalmam} size ağır geliyorsa... (Yûnus/71)
Ey Yesrib ahalisi! Sizin için muqâm yok/değildir {yani, sizin için Ahzâb ile birlikte durmak yoktur, onlar için ikâmet etmeyin}. (Ahzâb/13)
3. Maqâm ile, Kıyamet Günü Allah'ın önünde kıyamda/ayakta durmak kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Rabbinin maqâmmdan korkana iki cennet vardır
{yani, Kıyamet Günü O'nun rahmeti önündeki haram arzu ve isteklerini dünyada terkeden kimseler için iki cennet vardır}. (Rahmân/46)
İşte bu, maqâmrmdan {yani, huzurumda durmaktan! korkanlar ve tehdidimden korkanlar içindir. (İbrâ-hîm/14)
4. Maqâm, mekân manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Bizden hiç kimse yoktur ki, onun için malum bir ma-
qâm {yani, biz meleklerden hiç kimse yoktur ki, Allah'a ibâdet için bir mekanı} olmasın. (Sâffât/164)
Ben onu sana, sen maqâmmdan {yani, şu anda oturmakta olduğun mekândan} kalkmadan önce getiririm. (Neml/39)
Maqâm, dört şekilde tefsir edilir:
1. Maqâm, mesken manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Böylece onları bostanlardan, pınarlardan, hazinelerden ve kerîm maqâmlardan (yani, güzel meskenlerden! çıkardık. İşte böyle. Ve İsrâîloğulları'm onlara vâris kıldık.[225] (Şu'arâ/57-59)
Doğrusu muttakiler, {ölümden yana} enim bir ma-qâmdadırlar {(yani, meskendedirler)}. (Duhân/51)
2. Maqâm kelimesi, ikâmet etmek, durmak /kalmak manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ey kavmim! Eğer benim nıaqâmım {yani, içinizde durmam I kalmam} size ağır geliyorsa... (Yûnus/71)
Ey Yesrib ahalisi! Sizin için muqâm yok/değildir {yani, sizin için Ahzâb ile birlikte durmak yoktur, onlar için ikâmet etmeyin}. (Ahzâb/13)
3. Maqâm ile, Kıyamet Günü Allah'ın önünde kıyamda/ayakta durmak kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Rabbinin maqâmmdan korkana iki cennet vardır
{yani, Kıyamet Günü O'nun rahmeti önündeki haram arzu ve isteklerini dünyada terkeden kimseler için iki cennet vardır}. (Rahmân/46)
İşte bu, maqâmrmdan {yani, huzurumda durmaktan! korkanlar ve tehdidimden korkanlar içindir. (İbrâ-hîm/14)
4. Maqâm, mekân manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Bizden hiç kimse yoktur ki, onun için malum bir ma-
qâm {yani, biz meleklerden hiç kimse yoktur ki, Allah'a ibâdet için bir mekanı} olmasın. (Sâffât/164)
Ben onu sana, sen maqâmmdan {yani, şu anda oturmakta olduğun mekândan} kalkmadan önce getiririm. (Neml/39)