Mesvâ
Mesvâ, üç şekilde tefsir edilir:
1. Mesvâ, me'vâ [sığınak, barınak] manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Allah dönüp dolaştığınız yeri ve mesvânızı (yani, me'vânızı: sığındığınız, barındığınız yeri} bilir. (Mu-hammed/19)
Onların {yani, kâfirlerin} mesvâları (yani, me'uâları: barınakları} ise o ateştir. (Muhammed/12)
Mütekebbirlerin mesvâ'sı (yani, me'vâsı: barınağı} ne kötüdür! (Zümer/72)
Artık sabredebilirlerse, ateş onlar için bir mesvâdır (yani, me'vâdır: barınakır}. (Fussilet/24)
2. Mesvâ,[152] menzil [mevki ve konum] manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Onun mesvâsını yüksek/şerefli tut {yani, o'nun mevkiini I konumunu güzel tut}! (Yûsui721)
Doğrusu o benim efendimdir. Bana güzel bir mesvâ (yani, güzel bir mevki, iyi bir konum} vermiştir. (Yûsuf/23)
3. es-Sevâ, bir mekânda Iyerde ikâmet etmek manasında kullanılır; şu âyette olduğu gibi:
Sen (yani, ey Muhammedi ehl-i Medyen içinde sevâ [sâviyen] etmedin {yani, Medyen de ikâmet eden birisi değildin ki onların hallerini bilesin de Mekkelilere durumlarını bildiresin. (Kasas/45)
Mesvâ, üç şekilde tefsir edilir:
1. Mesvâ, me'vâ [sığınak, barınak] manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Allah dönüp dolaştığınız yeri ve mesvânızı (yani, me'vânızı: sığındığınız, barındığınız yeri} bilir. (Mu-hammed/19)
Onların {yani, kâfirlerin} mesvâları (yani, me'uâları: barınakları} ise o ateştir. (Muhammed/12)
Mütekebbirlerin mesvâ'sı (yani, me'vâsı: barınağı} ne kötüdür! (Zümer/72)
Artık sabredebilirlerse, ateş onlar için bir mesvâdır (yani, me'vâdır: barınakır}. (Fussilet/24)
2. Mesvâ,[152] menzil [mevki ve konum] manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Onun mesvâsını yüksek/şerefli tut {yani, o'nun mevkiini I konumunu güzel tut}! (Yûsui721)
Doğrusu o benim efendimdir. Bana güzel bir mesvâ (yani, güzel bir mevki, iyi bir konum} vermiştir. (Yûsuf/23)
3. es-Sevâ, bir mekânda Iyerde ikâmet etmek manasında kullanılır; şu âyette olduğu gibi:
Sen (yani, ey Muhammedi ehl-i Medyen içinde sevâ [sâviyen] etmedin {yani, Medyen de ikâmet eden birisi değildin ki onların hallerini bilesin de Mekkelilere durumlarını bildiresin. (Kasas/45)