Te'vîl Hakkında

Cansu

Bismillahirrahmanirrrahim
Tem 11, 2014
525
Denizli
Te'vîl

Te'vil, beş manada tefsir edilir:

1. Te'vîlihî [onun te'vîli] ibaresi ile, Muhammed ve o'nun ümmetinin hükümranlık süresi I hükümranlıkla­rının nihayeti kasdedilmiştir; şu âyette böyledir:

Fitne aramak ve onun te'vîlini {yani, Muhammed ve o'nun ümmetinin hükümranlığının nihayetini I sonu­nu} aramak... (Âl-i İnırân/7)

Şöyle ki: Yahudiler cummel hesabıyla Muham-med'in ve o'nun ümmetinin ne kadar hükümran olacağını, bu hükümranlığın ne zaman sona erece­ğini ve hükümranlığın tekrar Yahudilere ne zaman döneceğini öğrenmek istediler. Bunun üzerine Yüce Allah buyurdu ki:

Halbuki onun te'vîlini Allah'tan başkası bilmez {yani, Muhammed ve o'nun ümmetinin hükümranlığının te'vîlini [hükümranlığının ne zaman sona ereceğini] Allah'tan başka kimse bilemez. Onların Kıyamete ka­dar hükümran olacağını ve bu hükümranlığın Yahu­dilere tekrar dönmeyeceğini Allah'tan başkası bile­mez[82] (Âl-i İmrân/7)

2. Te'vîlehu [onun te'vîli]; Allah'ın Kur'ân'da, hayr ve serden Kıyamet Günü gerçekleşeceğini va'dettikleri-nin akıbeti I sonu demektir; şu âyetlerde olduğu gibi:

Onlar {yani, Mekke kâfirleri} onun te'vîlinden {yani, onun akıbetinden; Allah'ın Kur'ân'da Rasûlü vasıta­sıyla va'dettiği hayr ve serden} başkasını mı bekliyor­lar? {Yani, ancak onun akıbetini, va'dedilen hayr ve şerri bekliyorlar}. Onun te'vîlinin geleceği gün {yani, Allah'ın Kur'ân'da va'dettiği hayr ve şerrin akıbeti­nin geleceği Kıyamet Günü}... (A'râf/53)

Hayır, onlar ilmini ihata edemedikleri ve henüz ken­dilerine gelmemiş olan bir şeyin te'vîlini {yani, Allah'ın Kur'ân'da, âhirette vuku bulacağını va'dettiği tehditlerin akıbetini} yalanladılar. (Yûnus/39)

3. Te'vîl ile, rüya tabiri kasdedilmiştir; şu âyetlerde böyledir:

Rabbin seni böylece seçecek, sana ehâdisin te'vîlini (yani, rüyaların tabirini} öğretecek. (Yûsuf/6)

Ve o'na ehâdisin te'vîlini {yani, (rüyaların) tabirini} öğrettik. (Yûsuf/21)

Bana ehâdisin te'vîlinden {yani, rüyaların tabirin­den} öğrettin. (Yûsuf/101)

4. Te'uîl, tahkik [tahakkuk etme, vuku bulma, ger­çekleşme] demektir; şu âyette olduğu gibi:

Ey babacığım! İşte bu, rüyamın te'vîlidir {yani, tahki­kidir; tahakkuk etmesidir I vuku bulmasıdır}. (Yû-sutflOO)

5. Te'vîluhû [onun te'vîli] ibaresi, onun çeşidi!türü manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:

Size rızıklanacağınız bir yiyecek gelecek olmasın ki, muhakkak ben onun te'vîlini {yani, gelecek yemeğin türünü I çeşidini} size gelmeden evvel haber vermiş olmayayım. (Yûsuf/37)
 
Similar threads
Thread starter Başlık Forum Cevaplar Tarih
Cansu El-Fısq Hakkında E 0
Cansu El-Harb Hakkında E 0
Cansu Ez-Zann Hakkında E 0
Cansu El-Hars Hakkında E 0
Cansu El-Batşl Hakkında E 0

Similar threads

Üst Alt