Mu'cizîn
Mu'cizîn, iki şekilde tefsir edilir:
1. Mu'cizîn, sâbiqîn [ileri gidenler, öne geçenler, kurtulanlar] manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Siz mu'cizîn [aciz bırakacaklar] değilsiniz (yani, habis amellerinizle Allah'tan kurtularak ceza görmekten kaçamazsınız}. (Şûrâ/31)
Doğrusu onlar âciz bırakamazlar [lâ yu'cizûn] (yani, kaçarak Allah'tan kurtulamazlar}. (Enfâl/59)
Bilin ki siz asla Allah'ı aciz bırakacak [mu'ciz] değilsiniz (yani, amellerinizle Allah'ın önüne geçemezsiniz (O'ndan kurtulamazsınız)}. (Tevbe/2)
Yerde ve gökte mu'cizîn [âciz bırakacaklar] değilsiniz (yani, habis amellerinizle Allah'ı geride bırakarak kaçıp O'ndan kurtulamazsınız}. (Ankebût/22)
2. Mu'cizîn, musbitîn [mani olanlar, geri bırakanlan alıkoyanlar, engelleyenler] manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ayetlerimiz hakkında mu'accizlik için [mu'âcizîn] çabalayanlar (yani, Kur'ân âyetleri hakkında insanları îmân etmekten alıkoymak için çalışanlar} var ya, işte onlar azgın alevli ateşin arkadaşlarıdırlar. (Hacc/51)
Ayetlerimiz hakkında mu'accizlik için çabalayanlar [mu'âcizîn] (yani Kur'ân âyetleri hakkında insanları îmân etmekten alıkoymak için çalışanlar} var ya, işte onlar için ricsten [pislikten] acı bir azâb vardır. (Se-be'/5)
Bunun bir benzeri yine aynı sûrede yer almaktadm.
Mu'cizîn, iki şekilde tefsir edilir:
1. Mu'cizîn, sâbiqîn [ileri gidenler, öne geçenler, kurtulanlar] manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Siz mu'cizîn [aciz bırakacaklar] değilsiniz (yani, habis amellerinizle Allah'tan kurtularak ceza görmekten kaçamazsınız}. (Şûrâ/31)
Doğrusu onlar âciz bırakamazlar [lâ yu'cizûn] (yani, kaçarak Allah'tan kurtulamazlar}. (Enfâl/59)
Bilin ki siz asla Allah'ı aciz bırakacak [mu'ciz] değilsiniz (yani, amellerinizle Allah'ın önüne geçemezsiniz (O'ndan kurtulamazsınız)}. (Tevbe/2)
Yerde ve gökte mu'cizîn [âciz bırakacaklar] değilsiniz (yani, habis amellerinizle Allah'ı geride bırakarak kaçıp O'ndan kurtulamazsınız}. (Ankebût/22)
2. Mu'cizîn, musbitîn [mani olanlar, geri bırakanlan alıkoyanlar, engelleyenler] manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ayetlerimiz hakkında mu'accizlik için [mu'âcizîn] çabalayanlar (yani, Kur'ân âyetleri hakkında insanları îmân etmekten alıkoymak için çalışanlar} var ya, işte onlar azgın alevli ateşin arkadaşlarıdırlar. (Hacc/51)
Ayetlerimiz hakkında mu'accizlik için çabalayanlar [mu'âcizîn] (yani Kur'ân âyetleri hakkında insanları îmân etmekten alıkoymak için çalışanlar} var ya, işte onlar için ricsten [pislikten] acı bir azâb vardır. (Se-be'/5)
Bunun bir benzeri yine aynı sûrede yer almaktadm.