Et-Tayyibât Hakkında

Cansu

Bismillahirrahmanirrrahim
Tem 11, 2014
525
Denizli
Et-Tayyibât

[ et-Tayyibât, sekiz manada tefsir edilir:


Âyetlerimiz hakkında muaccizlik için sa'y edenlere, elem ve­rici bir azâb vardır (Sebe'/5) âyetine işaret etmektedir.

1. et-Tayyibât, câhiliye ehlinin en'âm'dan [deve, sı­ğır, koyun ve keçi'den] haram kıldıkları, (fakat aslında helâl olan hayvanlar) anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:

Ey îmân edenler! Size rızık olarak verdiğimiz tayyi-bâttan {yani, câhiliye ehlinin hars ve en'âm'dan ken­dilerine haram kıldıkları, fakat aslında helâl olan ekin ve hayvanlardan} yeyin! (Bakara/172)

Yüce Allah bunların helâl olduğunu ve bunları ha­ram kılmadığını haber vermiştir.

Yeryüzündekileri {yani, hars ve en'âm'ı} helâl ve tay-yib olarak yeyin! (Bakara/168)

De ki: "Kim haram kıldı Allah'ın zmetini ve rızktan tayyibâtı {yani, kendi kendilerine haram kıldıkları hars ve en'âm'ı}, ki onları kulları için çıkarmıştır." (A'râf/32)

2. et-Tayyibât, helâl -bununla da menn ve selva kasdedilmiştir- anlamındadır; şu âyette böyledir:

Bulutu üzerinize gölgelik olarak çektik ve rızktan tay­yibâtı {yani, helâl olan menn ve selvâ'yıj yiyesiniz diye size menn ve selva lütfü ihsan ettik. (Bakara/57)

Bunun benzeri de A'râf[71] ve Tâ-Hâ[72] sûresinde bu­lunmaktadır.

Yûnus süresindeki şu buyruk da buna benzemek­tedir:

Hakikat şu ki: İsrâîloğulları'm cidden güzel bir yur­da yerleştirdik ve onları tayyibâttan (yani, helâlden -ki bu da menn ve selvâ'dır-} rızklandırdık. (Yû­nus/93)

Şanım hakkı için Biz vaktiyle İsrâîloğullan'na Kitap, hükm ve nübüvvet vermiş ve onları tayyibâttan (ya­ni, helâl'dan -ki bu da menn ve salvâ'dır-} rızklan-dırmıştık. (Câsiye/16)

3. et-Tayyibât, helâl -bu da yiyecek, güzel elbise ve cimaı kapsar- manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde böyledir:

Ey îmân edenler! Allah'ın size helâl kıldığı o tayyibâ-tı {yani, helâl yiyeceklerden, cima ve giyeceklerden he­lâl olanları} haram kılmayın! (Mâide/87)

Mü'minlerden bir grup bunları kendilerine haram kılmak istemişlerdi. Ali b. Ebî Tâlib de -Allah'ın salâtı ona ve âline olsun- bunlardan idi. Yüce Al­lah buyurdu ki:

Allah'ın size rızk olarak verdiğinden helâl-tayyib ola­rak yeyin! (Mâide/88)

Ey rasûller! Tayyibâttan (yani, helâl olan rızktan} yeyin! (Mü'minûn/51)

4. et-Tayyibât ile, tırnaklı hayvanların iç yağlai'i ve etleri kasdedümiştir; şu âyetlerde böyledir:

Zulmleri sebebiyle, Yahudilere, -aslında önceden on­lara helâl olan- tayyibâtı (yani, tırnaklı hayvanların iç yağları ile etlerini} haram kıldık. (Nisâ/160)

Nitekim Kur'ân-ı Kerîm[73] bunların haram kılın­dıklarını zikretmiş bulunmaktadır.[74] Halbuki bun­lar daha önce Tevrat'ta onlar için helâl kılınmıştı.

Onlar ki yanlarındaki Tevrat ve İncil'de {niteliklerini} yazılı buldukları o Rasûl'e, o ümmi Nebiye {yani, Mu-hammed'e} ittiba ederler... O onlara tayyibâtı {yani, tırnaklı her hayvanın iç yağını ve etini} helâl kılar.

5. et-Tayyibât lafzı ile, zebhedilerek I kesilerek yeni­len hayvanların etlerinin onlara [müslümanlara] tay-yib olduğu kasdedümiştir; şu âyetlerde böyledir.

Senden kendilerine neyin helâl kılındığını soruyor­lar. De ki: "Size tayyibât {yani, kesilerek yenilmesi helâl olan hayvanların etleri} helâl kılındı.[75] Allah'ın size öğrettiklerinden öğrettiğiniz avcı hayvanların avladıklarından da... (Mâide/4)

Bugün size tayyibât {yani, kesilerek yenihnesi helâl olan hayvanların etleri} helâl kılındı. (Mâide/5)

6. et-Tayyibât lafzı ile, helâl -ki o da ganimettir-kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:

Düşünün ki siz (yani, muhacirler} bir zamanlar yer­yüzünde zayıf bırakılmış bir azınlıktınız. İnsanların {yani, Mekke kâfirlerinin} sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz da O sizi barındırdı ve yardımıyla destekledi, size tayyibâttan rızk lyani, helâl rızk -ki bununla, Bedir savaşında alınan ganimet kasdedil-mektedir-} Verdi. (Enfâl/26)

Elde ettiğiniz ganimetten, tayyib ({yani, helâl)} ola­rak yeyin ve Allah'a ittika edin. Şüphesiz ki Allah gafur, rahimdir. (Enfâl/69)

7. et-Tayyibât kelimesi ile, bizatihi tayyib-rızk kas­dedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:

Andolsun ki, Biz benî-Âdem'i {yani, Âdemoğulla-rı'nın tümünü} tekrîm ettik... Kendilerine tayyibât­tan {yani, tahıl, bal, yağ ve benzeri tayyiblcrden} rızk­lar verdik. (İsrâ/70)

Onların rızklarını hayvanların ve kuşların rızkın­dan daha tayyib yapmıştır.

Size suret verdi, suretlerinizi de güzelleştirdi ve tay­yibâttan sizi rızklandırdı {yani, Allah sizin rızkınızı, yürüyen hayvanlardan ve kuşlardan daha tayyib yaptı}. (Mü'min/64)

8. et-Tayyibât ile, güzel söz kasdedilir; şu âyette ol­duğu gibi:

Tayyibât tayyibler, tayyibler de tayyibât {yani, güzel söz tayyib erkek ve kadınlar} içindir. (Nûr/26)
 
Similar threads
Thread starter Başlık Forum Cevaplar Tarih
Cansu El-Fısq Hakkında E 0
Cansu El-Harb Hakkında E 0
Cansu Ez-Zann Hakkında E 0
Cansu El-Hars Hakkında E 0
Cansu El-Batşl Hakkında E 0

Similar threads

Üst Alt