Es-Sû' Hakkında

Cansu

Bismillahirrahmanirrrahim
Tem 11, 2014
525
Denizli
Es-Sû'

es-Sû', onbir manada tefsir edilir:

1. es-Sû' ile, şiddet kasdedilmiştir; şu âyetlerde ol-

duğu gibi:

Sizi sû'e'l-azâba {yani, azabın şiddetlisine} uğratıyor­lardı. (Bakara/49)

Sizi sû'e'l-azâba (yani, azabın şiddetlisine} uğratıyor­lardı (A'râf/141)

Sizi sû'e'l-azâba {yani, azabın şiddetlisine} uğratıyor­lardı.[34] (İbrâhîm/6)

İşte sû'u'1-azâb[35] {yani, azabın şiddetlisi} onlar için­dir. (Ra'd/18)

Benzeri âyetler çoktur.

2. Sû' ile, (devenin) bacaklarının kesilmesi kasde­dilmiştir; şu âyetlerde böyledir:

İşte bu, size bir işaret/alâmet olmak üzere Allah'ın dişi devesi; onu bırakın Allah'ın arzında otlasın, ona sû' ile dokunmayın {yani, onun/o devenin bacakları­nı keserek onu öldürmeyin!! (A'râf/73)

Bunun bir benzeri de Şu'arâ sûresindedir.[36]

(Sâlih dedi ki): "Ey kavmim! İşte bu, size bir işâ-ret/alâmet olmak üzere Allah'ın dişi devesi; onu bıra­kın Allah'm arzında otlasın, ona sû' ile dokunmayın" {yani, onun/o devenin bacaklarını keserek onu öldür­meyin}! (Hûd/64)

3. es-Sû3 ile, zina-tecavüz kasdedilmiştir; şu âyet­lerde olduğu gibi:

Biz o'nun bir sû'unu {yani, zinasını i zina ettiğini} bil­miyoruz. (Yûsuf/51)

Ehline sû' {yani, karına tecâvüz!karınla zina! irade eden kimsenin cezası... (Yûsuf/25)

Senin baban sû' {yani, zâni/zina eden} bir adam de­ğildi. (Meryem/28)

4. Sû' ile, baras hastalığı kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:

Bir de, elini koynuna sok, herhangi bir sû' {yani, has­talık/baras hastalığı} olmaksızın çıksın bembeyaz. (Neml/12)

Bunun benzeri, Tâ-Hâ[37] ve Kasas[38] sûrelerinde bulunmaktadır.

5. Sû' kelimesiyle, azâb kasdedilmiştir; şu âyetler­de böyledir:

Doğrusu bugün hızy ve sû' {yani, azâb} kâfirlerin üs­tünedir. (Nahl/27)

İttiqa edenleri ise Allah, umduklarına erdirmek sureti ile kurtaracak. Onlara hiçbir sû' {yani, azâb} dokunma­yacak ve onlar mahzun da olmayacaklar. (Zümer/61)

Allah bir kavmin sû'umı (yani, azabını I azaba uğra­masını} irade ettimi... (Ra'd/11)

Benzer anlamdaki kullanımlar çoktur.

6. Sû' kelimesiyle, şirk kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:

Biz bir sû' yapmamıştık (yani, biz şirk koşmamıştık}. (Nahl/28)

Sonra, sû' yapanların (yani, şirk koşanların} akıbeti sû' oldu. Çünkü tekzib ettiler. (Rûm/10)

Sonra, şüphesiz Rabbin cehaletle sû' yapan (yani, şirk koşan}... (Nahl/119)

7. Sû', sövmek, kötü söz söylemek anlamında kulla­nılır; şu âyetlerde olduğu gibi:

Size ellerini ve dillerini sû' {yani, sövmek, kötü söz

söylemek} ile uzatırlar. (Mümtehine/2)

Allah sözün sû'unun (yani, sövüp saymanın, sözün kötüsünün} açıkça söylenmesini sevmez. (Nisâ/148)

8. Sû', (bir şeyin) en kötü(sü) demektir; şu âyetler­de olduğu gibi:

Dâr'ın sû'u (yani, yurdun en kötüsü} onlaradır. (Ra'd/25)

O gün özür dilemeleri zâlimlere fayda vermez. Dâr'ın sû'u {yani, yurdun en kötüsü} onlaradır. (Mü'min/52)

9. Sû', mü'minin işlediği zenb/günah manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:

Allah'ın kabulünü va'd buyurduğu tevbe o kimseler için ki: cehaletle bir sû' {yani, günah} yaparlar da...

(Nisâ/17)

Buna göre, mü'min, işlediği her zenb/günah ile ca­hillik etmektedir.

Sizden {yani, mü'minlerdenl kim cehaletle bir sû' {ya­ni, zenb/günah} yapar da.. (En'âm/54)

10. Sû', zarar, darlık ve sıkıntı manasında kullanı­lır; şu âyetlerde olduğu gibi:

Bana hiçbir sû' {yani, zarar, darlık ve sıkıntı} dokun­mazdı.[39] (A(râf/188)

O sû'u (yani, zarar, darlık ve sıkıntıyı} gideren... (Neml/62)

11. Su ile, kati ve hezimet kasdedilmiştir; şu âyette bu anlamdadır:

Size bir sû' (yani, kati, hezimet ve bela} irade ederse... (Ahzâb/
 
Similar threads
Thread starter Başlık Forum Cevaplar Tarih
Cansu El-Fısq Hakkında E 0
Cansu El-Harb Hakkında E 0
Cansu Ez-Zann Hakkında E 0
Cansu El-Hars Hakkında E 0
Cansu El-Batşl Hakkında E 0

Similar threads

Üst Alt