Es-Sâiqa
es-Sâ'iqa, dört şekilde tefsir edilir:
1. es-Sâ'iqa kelimesiyle, kişinin tekrar dünyaya dönmesinin sözkonusu olmadığı (asıl) ecelden önce ceza olarak gelen, sonrasında tekrar dünyaya dönülen ölüm kasdedilmiştir; şu âyetlerde böyledir:
Bunun üzerine sizi {yani, îsrâîloğullan'ndan bir grubu} sâ'iqa yakaladı {yani, ölüm yakaladı}. (Bakara/55)
Musa'dan (a.s), Allah'ı kendilerine açıkça göstermesini istemeleri sebebiyle İsrâîloğulları'na ceza olarak gelen ölüm kasdedilmektedir.
İşte Yüce Allah'ın, Sonra şükredesiniz diye ölümünüzün ardından sizi hasettik (Bakara/56) buyruğu bunu anlatmaktadır, ki Allah onları (öldükleri) o gün[61] tekrar diriltti.
Mûsâ da sâ'iq oldu [baygın düştü] {yani, ölü olarak yere yığıldı}. (A'râf/143)
Sonra Allah o'nu hayata geri döndürdü; ki Allah'ın, fe-lemmâ efâqa [vaktâ ki ayıldı] (A'râf/143) buyruğu ile kasdedilen budur.
2. es-Sâ'iqa kelimesi, kişinin tekrar dünyaya dönmesi sözkonusu olmaksızın azabla gelen Ölüm manasında kullanılmıştır; şu âyette böyledir:
De ki: "Ben Âd ve Semûd'a gelen sâ'iqa gibi bir sâ'iqa (yani, Ad ve Semûd kavminin üzerine inen ve ölümü de ihtiva eden bir azâbl ile sizi uyarıyorum." (Fussi-let/13)
Benzer bir buyruk da Zâriyât sûresindedir.[62]
3. es-Sâ'iqa, azâb sözkonusu olmaksızın ecelle ölmek manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Semavât ve arzdakiler sâ'iq olmuştur (yani, ölmüştür}. (Zümer/68)
4. es-Savâ'ıq, buluttan düşen/kopan ateş [yıldırım] anlamında kullanılır; şu âyette olduğu gibi:
O savâ'ıkı (yani, semadan düşen /kopan o ateşi/yıldırımı} gönderir de onu dilediğine isabet ettirir. (Ra'd/13)
es-Sâ'iqa, dört şekilde tefsir edilir:
1. es-Sâ'iqa kelimesiyle, kişinin tekrar dünyaya dönmesinin sözkonusu olmadığı (asıl) ecelden önce ceza olarak gelen, sonrasında tekrar dünyaya dönülen ölüm kasdedilmiştir; şu âyetlerde böyledir:
Bunun üzerine sizi {yani, îsrâîloğullan'ndan bir grubu} sâ'iqa yakaladı {yani, ölüm yakaladı}. (Bakara/55)
Musa'dan (a.s), Allah'ı kendilerine açıkça göstermesini istemeleri sebebiyle İsrâîloğulları'na ceza olarak gelen ölüm kasdedilmektedir.
İşte Yüce Allah'ın, Sonra şükredesiniz diye ölümünüzün ardından sizi hasettik (Bakara/56) buyruğu bunu anlatmaktadır, ki Allah onları (öldükleri) o gün[61] tekrar diriltti.
Mûsâ da sâ'iq oldu [baygın düştü] {yani, ölü olarak yere yığıldı}. (A'râf/143)
Sonra Allah o'nu hayata geri döndürdü; ki Allah'ın, fe-lemmâ efâqa [vaktâ ki ayıldı] (A'râf/143) buyruğu ile kasdedilen budur.
2. es-Sâ'iqa kelimesi, kişinin tekrar dünyaya dönmesi sözkonusu olmaksızın azabla gelen Ölüm manasında kullanılmıştır; şu âyette böyledir:
De ki: "Ben Âd ve Semûd'a gelen sâ'iqa gibi bir sâ'iqa (yani, Ad ve Semûd kavminin üzerine inen ve ölümü de ihtiva eden bir azâbl ile sizi uyarıyorum." (Fussi-let/13)
Benzer bir buyruk da Zâriyât sûresindedir.[62]
3. es-Sâ'iqa, azâb sözkonusu olmaksızın ecelle ölmek manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Semavât ve arzdakiler sâ'iq olmuştur (yani, ölmüştür}. (Zümer/68)
4. es-Savâ'ıq, buluttan düşen/kopan ateş [yıldırım] anlamında kullanılır; şu âyette olduğu gibi:
O savâ'ıkı (yani, semadan düşen /kopan o ateşi/yıldırımı} gönderir de onu dilediğine isabet ettirir. (Ra'd/13)