Ersâhâ
Ersaha, iki şekilde tefsir edilir:
1. Ersâhâ; tesbit etmek /sabitleştirmek, sağlamlaştırmak manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Dağları irsa' etti [ersâhâ] {yani, yeryüzü, üzerindeki-lerle birlikte zeval bulmasın diye yerleri dağlarla sağlamlaştırdı!. (Nâziât/32)
Ve râsiyât (yani, sabit} kazanlar... (SebeV13)
Onda/orada revâsî {yani, arzı, kendileriyle tesbit etmek I sağlamştırmak için dağları ona ağır baskılar olarak} bıraktık. (Kaf/7)
2. Mursâhâ, demir atma I gerçekleşme zamanı manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Sana Saat'i, onun ne zaman irsah edeceğini [mursâhâ] {yani, ne zaman demir atacağın I gerçekleşeceğini} soruyorlar. (A'râf/187)
Sana Saat'i, onun ne zaman irsah edeceğini [mursâhâ] {yani, ne zaman demir atacağını /gerçekleşeceğini} soruyorlar. (Nâziât/42)
Ersaha, iki şekilde tefsir edilir:
1. Ersâhâ; tesbit etmek /sabitleştirmek, sağlamlaştırmak manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Dağları irsa' etti [ersâhâ] {yani, yeryüzü, üzerindeki-lerle birlikte zeval bulmasın diye yerleri dağlarla sağlamlaştırdı!. (Nâziât/32)
Ve râsiyât (yani, sabit} kazanlar... (SebeV13)
Onda/orada revâsî {yani, arzı, kendileriyle tesbit etmek I sağlamştırmak için dağları ona ağır baskılar olarak} bıraktık. (Kaf/7)
2. Mursâhâ, demir atma I gerçekleşme zamanı manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Sana Saat'i, onun ne zaman irsah edeceğini [mursâhâ] {yani, ne zaman demir atacağın I gerçekleşeceğini} soruyorlar. (A'râf/187)
Sana Saat'i, onun ne zaman irsah edeceğini [mursâhâ] {yani, ne zaman demir atacağını /gerçekleşeceğini} soruyorlar. (Nâziât/42)