Emr Hakkında
Emi; onüç şekilde tefsir edilir:
1. Emr, dîn manasında kullanılmıştır; şu âyetlerdp olduğu gibi:
Nihayet hak geldi ve hoşlanmamalarına rağmen Allah'm emri {yani, Allah'ın Nebisi'ne emr olarak verdiği, fakat kendilerinin dahil olmadıkları İslâm Dîni} üstün oldu. (Tevbe/48)
Onlar enirlerini {yani, kendisiyle emr olundukları halde başkasını kabul ettikleri dînleri olan İslâm'ı} aralarında parça parça ettiler. (Enbiyâ/93)
2. Emr, qaul/söz manasında kullanılmıştır; şu
âyette olduğu gibi:
Hani aralarında enirlerini {yani, gaullerini /sözlerini} tartışıyorlardı (yani, konuşuyorlar /söz alış-verişinde bulunuyorlardı}... (Kehf/21)
Enirlerini {yani, gavllerini /sözlerini} aralarında tartıştılar {yani, kendi aralarında konuştular / söz alış verişinde bulundular}. (Tâ-Hâ/62)
Nihayet emrimiz {yani, qavlimiz /sözümüz} gelip de tandır kaynaymca... (Hûd/40)
Hûd ve Salih hakkında da böyle (buyurulmuş)dur.
3. el-Emr, azâb anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde böyledir:
Emr kaza edilince {yani, ateş ehli hakkında azâb vâ-cib olunca} şeytan da der ki... (İbrâhîm/22)
Emr'in kaza edileceği {yani, azabın vâcib olacağı}... (Meryem/39)
Su çekildi, emr kaza edildi {yani, suda boğulmak suretiyle azâb vâcib/gerekli oldu}. (Hûd/44)
4. el-Emr ile, Isâ kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:
O münezzehtir. Bir emri kaza ettiğinde Syani, isa'nın babasız doğmasına hükmettiğinde -ki isa'nın babasız doğacağı O'nun ilminde olan bir şeydi-} ona yalnızca 'Ol!' der, oluverir. (Meryem/35)
5. Emrullâh [Allah'ın emri] ile, Bedir'de katledilecekler kasdedilmiştir; şu âyette böyledir:
Allah'ın emri {yani, Bedir'de öldürülecek olanlara dair hükmü) geldiğinde hak ile hükmolunur. (Mü'-min/78)
Bu buyruk JVIekke'de inmişti. Allah Mekkelilerin öldürülmesi hakkındaki emrini Medine'de gerçekleştirdi. Enfâl süresindeki şu âyet işte bunu anlatmaktadır:
Hani karşılaştığınız o vakit onları sizin gözlerinize az gösteriyor, sizi de onların gözlerine az gösteriyordu ki Allah emri kaza etsin. (Enfâl/44)
Bununla Mekke kâfirlerinin Bedir'de öldürülmesi
kasdedilmektedir. İşte Mü'min süresindeki, Allah'ın emri geldiğinde hak ile hükmolunur (Mü'min/78) âyetiyle kasdedilen budur.
6. Emr ile, Mekke'nin fethi kasdedilmiştir; şu âyette bövledir:
O halde Allah'ın emri (yani, Mekke'nin fethi/ gelinceye kadar tarabbus edin [gözetleyip bekleyin]. (Tev-be/24)
7. Emr ile, Benî-Kurayza'nın öldürülmesi ile Benî-Nadîr'in sürülmesi kasdedilmiştir; şu âyette böyledir:
Afv ve safh ile davranın, Allah'ın emri gelinceye (yani, Yahudilerden Benî-Kurayza'nın öldürülmesi, Be-nl-Nadîr'in sürülmesi gerçekleşinceye} kadar.[218] (Bakara/109)
Bunun bir benzeri de Mâide sûresinde yer almaktadır.[219]
8. Emr ile, kıyamet kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Allah'ın emri (yani, kıyamet} geldi. (Nahl/1)
Ama siz Allah'ın emri (yani, kıyamet} gelinceye kadar tarabbus ettiniz, şüphe ettiniz, kuruntular sizi aldattı. (Hadîd/14)
9. Emr, kadâ'/hükm manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Emr'i tedbir eder (yani, kazasına dair hükmü yalnızca O verir}, Hiç kimse şefaat edemez; meğer ki O'nun izninin ardından ola. (Yûnus/3)[220]
İyi bilin ki, halk ve emr (yani, yarattıkları hakkında dilediği şekilde hükm vermek] O'na aittir. (A'râf/54)
10. el-Emr, vahy manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Semadan arza (yani, gök ile yer arasında} emr'i {yani, vahyi} tedbir eder {yani, indirir}. (Secde/5)
11. Emr, bizatihi emr/iş manasında kullanılır; şu âyette böyledir:
İyi bilin ki, .emr'ler {yani, mahlukâta ait işler} Allah'a varır. (Şûrâ/53)
12. el-Emr, nasr [zafer, yardım] manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
"O emr'den {yani, zaferden} bize birşey var mı?" diyorlardı. De ki: "Doğrusu bütün emr Allah'ındır." (Âl-i İmrân/154)
13. el~Emr, zenb I günah anlamına kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Böylece emrinin vebalini (yani, günahının cezasını} tattı. (Talâk/9)
Emr'lerinin vebalini {yani, günahlarının cezasını} tatmışlardı. (Haşr/15)
Emr'inin vebalini {yani, günahının cezasını} tatsın. (Mâide/95)
Emi; onüç şekilde tefsir edilir:
1. Emr, dîn manasında kullanılmıştır; şu âyetlerdp olduğu gibi:
Nihayet hak geldi ve hoşlanmamalarına rağmen Allah'm emri {yani, Allah'ın Nebisi'ne emr olarak verdiği, fakat kendilerinin dahil olmadıkları İslâm Dîni} üstün oldu. (Tevbe/48)
Onlar enirlerini {yani, kendisiyle emr olundukları halde başkasını kabul ettikleri dînleri olan İslâm'ı} aralarında parça parça ettiler. (Enbiyâ/93)
2. Emr, qaul/söz manasında kullanılmıştır; şu
âyette olduğu gibi:
Hani aralarında enirlerini {yani, gaullerini /sözlerini} tartışıyorlardı (yani, konuşuyorlar /söz alış-verişinde bulunuyorlardı}... (Kehf/21)
Enirlerini {yani, gavllerini /sözlerini} aralarında tartıştılar {yani, kendi aralarında konuştular / söz alış verişinde bulundular}. (Tâ-Hâ/62)
Nihayet emrimiz {yani, qavlimiz /sözümüz} gelip de tandır kaynaymca... (Hûd/40)
Hûd ve Salih hakkında da böyle (buyurulmuş)dur.
3. el-Emr, azâb anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde böyledir:
Emr kaza edilince {yani, ateş ehli hakkında azâb vâ-cib olunca} şeytan da der ki... (İbrâhîm/22)
Emr'in kaza edileceği {yani, azabın vâcib olacağı}... (Meryem/39)
Su çekildi, emr kaza edildi {yani, suda boğulmak suretiyle azâb vâcib/gerekli oldu}. (Hûd/44)
4. el-Emr ile, Isâ kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:
O münezzehtir. Bir emri kaza ettiğinde Syani, isa'nın babasız doğmasına hükmettiğinde -ki isa'nın babasız doğacağı O'nun ilminde olan bir şeydi-} ona yalnızca 'Ol!' der, oluverir. (Meryem/35)
5. Emrullâh [Allah'ın emri] ile, Bedir'de katledilecekler kasdedilmiştir; şu âyette böyledir:
Allah'ın emri {yani, Bedir'de öldürülecek olanlara dair hükmü) geldiğinde hak ile hükmolunur. (Mü'-min/78)
Bu buyruk JVIekke'de inmişti. Allah Mekkelilerin öldürülmesi hakkındaki emrini Medine'de gerçekleştirdi. Enfâl süresindeki şu âyet işte bunu anlatmaktadır:
Hani karşılaştığınız o vakit onları sizin gözlerinize az gösteriyor, sizi de onların gözlerine az gösteriyordu ki Allah emri kaza etsin. (Enfâl/44)
Bununla Mekke kâfirlerinin Bedir'de öldürülmesi
kasdedilmektedir. İşte Mü'min süresindeki, Allah'ın emri geldiğinde hak ile hükmolunur (Mü'min/78) âyetiyle kasdedilen budur.
6. Emr ile, Mekke'nin fethi kasdedilmiştir; şu âyette bövledir:
O halde Allah'ın emri (yani, Mekke'nin fethi/ gelinceye kadar tarabbus edin [gözetleyip bekleyin]. (Tev-be/24)
7. Emr ile, Benî-Kurayza'nın öldürülmesi ile Benî-Nadîr'in sürülmesi kasdedilmiştir; şu âyette böyledir:
Afv ve safh ile davranın, Allah'ın emri gelinceye (yani, Yahudilerden Benî-Kurayza'nın öldürülmesi, Be-nl-Nadîr'in sürülmesi gerçekleşinceye} kadar.[218] (Bakara/109)
Bunun bir benzeri de Mâide sûresinde yer almaktadır.[219]
8. Emr ile, kıyamet kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Allah'ın emri (yani, kıyamet} geldi. (Nahl/1)
Ama siz Allah'ın emri (yani, kıyamet} gelinceye kadar tarabbus ettiniz, şüphe ettiniz, kuruntular sizi aldattı. (Hadîd/14)
9. Emr, kadâ'/hükm manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Emr'i tedbir eder (yani, kazasına dair hükmü yalnızca O verir}, Hiç kimse şefaat edemez; meğer ki O'nun izninin ardından ola. (Yûnus/3)[220]
İyi bilin ki, halk ve emr (yani, yarattıkları hakkında dilediği şekilde hükm vermek] O'na aittir. (A'râf/54)
10. el-Emr, vahy manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Semadan arza (yani, gök ile yer arasında} emr'i {yani, vahyi} tedbir eder {yani, indirir}. (Secde/5)
11. Emr, bizatihi emr/iş manasında kullanılır; şu âyette böyledir:
İyi bilin ki, .emr'ler {yani, mahlukâta ait işler} Allah'a varır. (Şûrâ/53)
12. el-Emr, nasr [zafer, yardım] manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
"O emr'den {yani, zaferden} bize birşey var mı?" diyorlardı. De ki: "Doğrusu bütün emr Allah'ındır." (Âl-i İmrân/154)
13. el~Emr, zenb I günah anlamına kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Böylece emrinin vebalini (yani, günahının cezasını} tattı. (Talâk/9)
Emr'lerinin vebalini {yani, günahlarının cezasını} tatmışlardı. (Haşr/15)
Emr'inin vebalini {yani, günahının cezasını} tatsın. (Mâide/95)