El-İnzâr
en-Nüzur, üç şekilde tefsir edilir:
1. en-Nüzur, sakındırmak anlamında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
İnsanları inzâr et (yani, Mekke kâfirlerini, azâb ile sakındır). (Yûnus/2)
Kendilerini inzâr etmen (yani, sakındırman! ile inzâr etmemen (yani, sakındırmaman} onlar için birdir: îmân etmezler. (Bakara/6)
Atalarının inzâr edildiği (yani, sakındırıldığı) gibi, bir kavmi[11] -ki gafil durumdalar- inzâr etmen (yani, atalarının sakındırıldığı gibi, Kur'ân-ı Kerîm'deki tehditler ile bir kavmi sakındırman} için... (Yâ-Sîn/6)
Kendilerini inzâr etmen (yani, sakındırman} ile inzâr etmemen (yani, sakındırmaman) onlar için birdir: îmân etmezler. (Yâ-Sîn/10)
2. en-Nüzur, haber manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Bu da evvelki nüzurdan (yani, geçmiş ümmetlerin haberlerinden) bir nezirdir (yani, bir haberdir}.
Onlara döndükleri zaman kavimlerini inzâr etsinler (yani, kavimlerine haber versinler}. (Tevbe/122)
3. en-Nüzur lafzı ile, rasûller kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Semûd, nüzuru (yani, rasûlleri) yalanladı. (Kamer/23)
Lût kavmi nüzuru (yani, rasûlleri) yalanladı. (Kamer/33)
Andolsun Al-i Fir'avn'a da nüzur (yani, rasûller} gelmişti. (Kamer/41)
...Size bir nezîr (yani, rasûl) gelmedi mi? Cevab verdiler: "Evet, doğrusu bize bir nezîr (yani, rasûl} gelmişti." (Mülk/8-9)
Sen sadece bir nezirsin (yani, rasûlsünj. (Hûd/12
en-Nüzur, üç şekilde tefsir edilir:
1. en-Nüzur, sakındırmak anlamında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
İnsanları inzâr et (yani, Mekke kâfirlerini, azâb ile sakındır). (Yûnus/2)
Kendilerini inzâr etmen (yani, sakındırman! ile inzâr etmemen (yani, sakındırmaman} onlar için birdir: îmân etmezler. (Bakara/6)
Atalarının inzâr edildiği (yani, sakındırıldığı) gibi, bir kavmi[11] -ki gafil durumdalar- inzâr etmen (yani, atalarının sakındırıldığı gibi, Kur'ân-ı Kerîm'deki tehditler ile bir kavmi sakındırman} için... (Yâ-Sîn/6)
Kendilerini inzâr etmen (yani, sakındırman} ile inzâr etmemen (yani, sakındırmaman) onlar için birdir: îmân etmezler. (Yâ-Sîn/10)
2. en-Nüzur, haber manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Bu da evvelki nüzurdan (yani, geçmiş ümmetlerin haberlerinden) bir nezirdir (yani, bir haberdir}.
Onlara döndükleri zaman kavimlerini inzâr etsinler (yani, kavimlerine haber versinler}. (Tevbe/122)
3. en-Nüzur lafzı ile, rasûller kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Semûd, nüzuru (yani, rasûlleri) yalanladı. (Kamer/23)
Lût kavmi nüzuru (yani, rasûlleri) yalanladı. (Kamer/33)
Andolsun Al-i Fir'avn'a da nüzur (yani, rasûller} gelmişti. (Kamer/41)
...Size bir nezîr (yani, rasûl) gelmedi mi? Cevab verdiler: "Evet, doğrusu bize bir nezîr (yani, rasûl} gelmişti." (Mülk/8-9)
Sen sadece bir nezirsin (yani, rasûlsünj. (Hûd/12