El-Basar
el-Basar, üç şekilde tefsir edilir:
1. el-Basar, kalb ile gören manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Onlardan sana bakanlar da vardır, fakat a'mâlan sen mi hidâyete ileteceksin; üstelik basiretleri de yokken (yani, kalbleriyle hidâyeti de gönnüyorlarken}?! (Yûnus/43)
A'mâ ile basîr {yani, kalbi îmân ile gören: mü'minj bir olmaz. (Fâtır/19)
Onları sana bakar görürsün. Halbuki onların basiretleri yoktur (yani, kalbleriyle görmezler}. (A'râf/198)
2. el-Basır, gözlerle görmek anlamında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Bu sebeble onu semi', basîr (yani, gözleriyle gören} yaptık. (İnsan/2)
Derhal basîr oldu (yani, gözleri görmeye başladı}.[27] (Yûsuf/96)
Bugün basarın (yani, gözlerinin görmesi) pek keskindir. (Kaf/22)
3. el-Basîr kelimesiyle, hüccetten /delilden yana basiret sahibi kasdedilir; şu âyette olduğu gibi:
Oysa ben basîr (yani, dünyada hücceti delil getirme gücüne sahibi idim. (Tâ-Hâ/125)
el-Basar, üç şekilde tefsir edilir:
1. el-Basar, kalb ile gören manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Onlardan sana bakanlar da vardır, fakat a'mâlan sen mi hidâyete ileteceksin; üstelik basiretleri de yokken (yani, kalbleriyle hidâyeti de gönnüyorlarken}?! (Yûnus/43)
A'mâ ile basîr {yani, kalbi îmân ile gören: mü'minj bir olmaz. (Fâtır/19)
Onları sana bakar görürsün. Halbuki onların basiretleri yoktur (yani, kalbleriyle görmezler}. (A'râf/198)
2. el-Basır, gözlerle görmek anlamında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Bu sebeble onu semi', basîr (yani, gözleriyle gören} yaptık. (İnsan/2)
Derhal basîr oldu (yani, gözleri görmeye başladı}.[27] (Yûsuf/96)
Bugün basarın (yani, gözlerinin görmesi) pek keskindir. (Kaf/22)
3. el-Basîr kelimesiyle, hüccetten /delilden yana basiret sahibi kasdedilir; şu âyette olduğu gibi:
Oysa ben basîr (yani, dünyada hücceti delil getirme gücüne sahibi idim. (Tâ-Hâ/125)