Ez-Zulm
ez-Zulm, dört şekilde tefsir edilir.
1. ez-Zulm kelimesi, şirk ile tefsir edilir; şu âyetlerde olduğu gibi:
îmân edenlere ve îmânlarına zulm {yani, şirk} karıştırmayanlara gelince... (En'âm/82)
(Lokman oğluna şöyle dedi}: "Oğulcuğum! Allah'a şirk koşma, çünkü şirk büyük bir zulmdür." (Lok-mân/13)
2. Zulm lafzı, kulun -şirk dışında- hata işlem.ek suretiyle kendisine zulmetmesi anlamında kullanılır;
şu âyetlerde olduğu gibi:
Haklarına tecavüz etmek için onları zararlarına tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendisine, (işlediği hata sebebiyle} zulmetmiş olur. (Bakara/231)
(Mûsâ dedi kil: "Rabbim! Gerçekten ben (bir adam öldürmekle} kendime zulmettim. Onun için bana mağfiret eyle!" O da o'na mağfiret etti. (Kasas/16)
Buna benzer buyruklar tevhîd ehli hakkında soz-konusu edilirse maksat, (işlenen hata sebebiyle) nefse zulmetmektir.
3. ez-Zâlimîn lafzı, insanlara zulmeden kimseler hakkında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Bir kötülüğün karşılığı, onun gibi bir kötülüktür. Kim vazgeçer ve ıslah ederse, onun mükâfaatı Allah'adır. Şüphe yok ki O, zâlimleri (yani, insanlara zulmü ilk olarak başlatan kimseleri} sevmez. (Şûrâ/40)
...Yol sadece, insanlara zulmedenler ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenler üzerinedir/aleyhinedir. (Şûrâ/42)
4. Yuzlemûn lafzı, şüphe olmaksızın kendilerine zarar verenler ve (sevâblarını, haklarını) eksiltenler manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Size rızık olarak verdiğimiz tayyibâttan (yani, menn ve salvâ'dan} yeyin! (Bakara/57)
Allah bunlardan [menn ve selvâ'dan] her gün için kendilerine yetecek kadar almalarını, fazla almamalarını emretmiş idi. Onlar ise bu hususta O'na isyan ettiler. İşte Yüce Allah'ın, Onlar Bize zulmetmediler (yani, bir günlük ihtiyaçlarından fazla menn ve selva alıp saklamakla Bize zarar vermediler, Bizden birşey eksiltmediler}.[65]
Fakat kendilerine zulmettiler (Bakara/57) buyruğu bunu ifade etmektedir.
Biz Kıyamet Günü'ne has adalet terazileri koruz. Hiçbir kimseye zerrece zulmedilmez (yani, hiçbir kimsenin hiçbir şeyi eksiltilmez}. (Enbiyâ/47)
Zerre kadar zulme uğratılmazlar (yani, amellerinden en ufak birşey eksiltilmez}. (Meryem/60)
ez-Zulm, dört şekilde tefsir edilir.
1. ez-Zulm kelimesi, şirk ile tefsir edilir; şu âyetlerde olduğu gibi:
îmân edenlere ve îmânlarına zulm {yani, şirk} karıştırmayanlara gelince... (En'âm/82)
(Lokman oğluna şöyle dedi}: "Oğulcuğum! Allah'a şirk koşma, çünkü şirk büyük bir zulmdür." (Lok-mân/13)
2. Zulm lafzı, kulun -şirk dışında- hata işlem.ek suretiyle kendisine zulmetmesi anlamında kullanılır;
şu âyetlerde olduğu gibi:
Haklarına tecavüz etmek için onları zararlarına tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendisine, (işlediği hata sebebiyle} zulmetmiş olur. (Bakara/231)
(Mûsâ dedi kil: "Rabbim! Gerçekten ben (bir adam öldürmekle} kendime zulmettim. Onun için bana mağfiret eyle!" O da o'na mağfiret etti. (Kasas/16)
Buna benzer buyruklar tevhîd ehli hakkında soz-konusu edilirse maksat, (işlenen hata sebebiyle) nefse zulmetmektir.
3. ez-Zâlimîn lafzı, insanlara zulmeden kimseler hakkında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Bir kötülüğün karşılığı, onun gibi bir kötülüktür. Kim vazgeçer ve ıslah ederse, onun mükâfaatı Allah'adır. Şüphe yok ki O, zâlimleri (yani, insanlara zulmü ilk olarak başlatan kimseleri} sevmez. (Şûrâ/40)
...Yol sadece, insanlara zulmedenler ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenler üzerinedir/aleyhinedir. (Şûrâ/42)
4. Yuzlemûn lafzı, şüphe olmaksızın kendilerine zarar verenler ve (sevâblarını, haklarını) eksiltenler manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Size rızık olarak verdiğimiz tayyibâttan (yani, menn ve salvâ'dan} yeyin! (Bakara/57)
Allah bunlardan [menn ve selvâ'dan] her gün için kendilerine yetecek kadar almalarını, fazla almamalarını emretmiş idi. Onlar ise bu hususta O'na isyan ettiler. İşte Yüce Allah'ın, Onlar Bize zulmetmediler (yani, bir günlük ihtiyaçlarından fazla menn ve selva alıp saklamakla Bize zarar vermediler, Bizden birşey eksiltmediler}.[65]
Fakat kendilerine zulmettiler (Bakara/57) buyruğu bunu ifade etmektedir.
Biz Kıyamet Günü'ne has adalet terazileri koruz. Hiçbir kimseye zerrece zulmedilmez (yani, hiçbir kimsenin hiçbir şeyi eksiltilmez}. (Enbiyâ/47)
Zerre kadar zulme uğratılmazlar (yani, amellerinden en ufak birşey eksiltilmez}. (Meryem/60)