Es-Seyyîat
es-Seyyiât, beş şekilde tefsir edilir:
1. es-Seyyiât ile, şirk kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Seyyiât kazanmış {yani, şirk amelleri işlemiş} olanlara gelince, bir seyyienin karşılığı onun misliyledir.
(Yûnus/27)
Seyyiât {yani şirk amelleri} yapıp yapıp da, nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında, "Ben şimdi gerçekten döndüm/tevbe ettim" diyene dönüş/tevbe yok. (Nisâ/18)
2. Seyyiât ile, azâb kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Sonunda kazandıklarının seyyiâtı {yani, amellerinin azabı} onlara isabet etti. Onlar da âciz bırakacak değillerdir. (Zümer/51)
Amellerinin seyyiâtı {yani, işledikleri şirk amellerinin azabı} onlara isabet edince, kendisiyle alay edip durdukları şey onları kuşattı. (Nahl/34)
3. Seyyiât kelimesi; darlık, sıkıntı manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Kendisine dokunan bir darrâ'nın [darlığın, sıkıntının] ardından ona bir nimet [bolluk/rahatlık] tattırır-sak, "Seyyiât {yani, darlıklar, sıkıntılar} benden gitti" der. (Hûd/10)
Onları hasenat ve seyyiât ({yani, darlık, sıkıntı)} ile denedik. (A'râf/168)
4. es-Seyyiât kelimesi, şerr/kötülük manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Onun için Allah onu, onların mekrlerinin seyyiâtm-dan {yani, Allah Al-i Fir'avn'dan îmân eden kimseyi, (Fir'avn ve yandaşlarının) yapmak istediklerinin şerrinden} korudu. (Mü'min/45)
5. Seyyiât kelimesi ile, erkeğin erkekle dübürden ilişkiye girme hayasızlığı [homoseksüellik] kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:
Onlar daha önce de seyyiât {yani, erkeklerle dübürden ilişkiye girme hayasızlığını [homoseksüellik]} yapıyorlardı. (Hûd/78)
es-Seyyiât, beş şekilde tefsir edilir:
1. es-Seyyiât ile, şirk kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Seyyiât kazanmış {yani, şirk amelleri işlemiş} olanlara gelince, bir seyyienin karşılığı onun misliyledir.
(Yûnus/27)
Seyyiât {yani şirk amelleri} yapıp yapıp da, nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında, "Ben şimdi gerçekten döndüm/tevbe ettim" diyene dönüş/tevbe yok. (Nisâ/18)
2. Seyyiât ile, azâb kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Sonunda kazandıklarının seyyiâtı {yani, amellerinin azabı} onlara isabet etti. Onlar da âciz bırakacak değillerdir. (Zümer/51)
Amellerinin seyyiâtı {yani, işledikleri şirk amellerinin azabı} onlara isabet edince, kendisiyle alay edip durdukları şey onları kuşattı. (Nahl/34)
3. Seyyiât kelimesi; darlık, sıkıntı manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Kendisine dokunan bir darrâ'nın [darlığın, sıkıntının] ardından ona bir nimet [bolluk/rahatlık] tattırır-sak, "Seyyiât {yani, darlıklar, sıkıntılar} benden gitti" der. (Hûd/10)
Onları hasenat ve seyyiât ({yani, darlık, sıkıntı)} ile denedik. (A'râf/168)
4. es-Seyyiât kelimesi, şerr/kötülük manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Onun için Allah onu, onların mekrlerinin seyyiâtm-dan {yani, Allah Al-i Fir'avn'dan îmân eden kimseyi, (Fir'avn ve yandaşlarının) yapmak istediklerinin şerrinden} korudu. (Mü'min/45)
5. Seyyiât kelimesi ile, erkeğin erkekle dübürden ilişkiye girme hayasızlığı [homoseksüellik] kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:
Onlar daha önce de seyyiât {yani, erkeklerle dübürden ilişkiye girme hayasızlığını [homoseksüellik]} yapıyorlardı. (Hûd/78)