En-Nüşûr Hakkında
en-Nüşür, dört şekilde tefsir edilir:
1. en-Nüşûr, hayat canlılık manasında kullanıl-mıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
O, semadan [yukarıdan/bulutlardan] belli bir ölçü ile su indirendir. Onunla Ölmüş bir beldeyi neşrettik (yani, ölmüş bir beldeye canlılık I hayat verdik}. İşte siz de böyle çıkarılacaksınız. (Zuhruf/11)
Allah odur ki, rüzgârları gönderir de bir bulut kaldırıp onu ölmüş bir beldeye sevkeder, derken ona ölümünün ardından hayat verir. İşte nüşûr da böyledir (yani, ölü toprağın su ile canlanıp bitkiler bitirdiği gibi, siz de ölümünüzün ardından dirileceksiniz /hayat bulacaksınız}. (Fâtır/9)
2. en-Nüşûı?'kelimesi, ba's: diriliş jdiriltiliş manasında kullanılmıştır; ki şu âyetlerde böyledir:
Onlar ne ölüme, ne hayata, ne de nüşûra mâlikler (yani, onlar ne de diriltmeye: Ölüleri diriltmeye kadirler}. (Furkân/3)
Arzdan ilahlar edindiler; onlar mı neşredecekler (yani, arzdan ölüleri onlar mı diriltecekler}'?! (Enbiyâ/21)
Ve nüşûr (yani, ölümün ardından diriliş (diriltilmek suretiyle dönüş)} Onadır. (Mülk/15)
Hayır, onlar nüşûr ümit etmiyorlar {yani, (ölümden sonra) diriltilmekten haşyet duymuyorlar}. (Fur-kân/40)
3. Neşr kelimesi, yaymak I yayılmak manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ve rahmetini neşredendir (yani, rahmetini: yağmuru yayandır}. (Şûrâ/28)
Rabbiniz size rahmetinden neşretsin {yani, rızkını size yaysın}. (Kehf/16)
Ve O ki, rahmetinin önünde rüzgârları neşrediciler [nuşran][244] (yani, rüzgârları ve bulutları yağmur için yayıcılarj olarak göndermekte... (Furkân/48)
Bunun bir benzeri de A'râf sûresinde yer almaktadır.[245]
...ve rahmetinin Önünde rüzgârları neşredicilet [nuş-ran/[246] (yani, rüzgârları ve bulutları, yağmur için ya-yıcılar} olarak gönderen mi?! (Neml/63)
...sonra, beşer olup intişar ediyorsunuz (yani, yayılıyorsunuz}. (Rûm/20)
4. en-Nüşûr kelimesi, dağılmak I ayrılmak anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
...yemeği yedinizmi hemen intişar edin (yani, dağılırı}! (Ahzâb/53)
Artık o salât tamamlandım! arzda intişar edin jyanl, dağdın}! (Cuma/10)
Gündüzü de bir nüşûr (yani, onda rızık aramak için dağıldıkları bir vakit} yaptı. (Furkân/47)
Mukâtil b. Süleyman'ın -Yüce Allah'ın rahmeti üzerine olsun- el-Eşbah ve'n-Nezâir (adlı eser)inden birinci cüz burada taniamlanmaktadır. Yüce Allah'ın izniyle ikinci cüz bunun akabinde gelecektir.
en-Nüşür, dört şekilde tefsir edilir:
1. en-Nüşûr, hayat canlılık manasında kullanıl-mıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
O, semadan [yukarıdan/bulutlardan] belli bir ölçü ile su indirendir. Onunla Ölmüş bir beldeyi neşrettik (yani, ölmüş bir beldeye canlılık I hayat verdik}. İşte siz de böyle çıkarılacaksınız. (Zuhruf/11)
Allah odur ki, rüzgârları gönderir de bir bulut kaldırıp onu ölmüş bir beldeye sevkeder, derken ona ölümünün ardından hayat verir. İşte nüşûr da böyledir (yani, ölü toprağın su ile canlanıp bitkiler bitirdiği gibi, siz de ölümünüzün ardından dirileceksiniz /hayat bulacaksınız}. (Fâtır/9)
2. en-Nüşûı?'kelimesi, ba's: diriliş jdiriltiliş manasında kullanılmıştır; ki şu âyetlerde böyledir:
Onlar ne ölüme, ne hayata, ne de nüşûra mâlikler (yani, onlar ne de diriltmeye: Ölüleri diriltmeye kadirler}. (Furkân/3)
Arzdan ilahlar edindiler; onlar mı neşredecekler (yani, arzdan ölüleri onlar mı diriltecekler}'?! (Enbiyâ/21)
Ve nüşûr (yani, ölümün ardından diriliş (diriltilmek suretiyle dönüş)} Onadır. (Mülk/15)
Hayır, onlar nüşûr ümit etmiyorlar {yani, (ölümden sonra) diriltilmekten haşyet duymuyorlar}. (Fur-kân/40)
3. Neşr kelimesi, yaymak I yayılmak manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ve rahmetini neşredendir (yani, rahmetini: yağmuru yayandır}. (Şûrâ/28)
Rabbiniz size rahmetinden neşretsin {yani, rızkını size yaysın}. (Kehf/16)
Ve O ki, rahmetinin önünde rüzgârları neşrediciler [nuşran][244] (yani, rüzgârları ve bulutları yağmur için yayıcılarj olarak göndermekte... (Furkân/48)
Bunun bir benzeri de A'râf sûresinde yer almaktadır.[245]
...ve rahmetinin Önünde rüzgârları neşredicilet [nuş-ran/[246] (yani, rüzgârları ve bulutları, yağmur için ya-yıcılar} olarak gönderen mi?! (Neml/63)
...sonra, beşer olup intişar ediyorsunuz (yani, yayılıyorsunuz}. (Rûm/20)
4. en-Nüşûr kelimesi, dağılmak I ayrılmak anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
...yemeği yedinizmi hemen intişar edin (yani, dağılırı}! (Ahzâb/53)
Artık o salât tamamlandım! arzda intişar edin jyanl, dağdın}! (Cuma/10)
Gündüzü de bir nüşûr (yani, onda rızık aramak için dağıldıkları bir vakit} yaptı. (Furkân/47)
Mukâtil b. Süleyman'ın -Yüce Allah'ın rahmeti üzerine olsun- el-Eşbah ve'n-Nezâir (adlı eser)inden birinci cüz burada taniamlanmaktadır. Yüce Allah'ın izniyle ikinci cüz bunun akabinde gelecektir.