El-Vekîl
el-Vekîl, dört anlamda kullanılır:
1. el-Vekîl, koruyucu jkoruyan manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
...Ya Kıyamet Günü Allah'a karşı onlardan yana kim mücadele edecek veya onlara kim vekîl olacak {yani, onları kim koruyacak, onlara gelecek teklikleri kim önleyecek}1? (Nisâ/109)
Doğrusu Benim kullarım {yani, muvahhid kullarım! var ya, senin onlar üzerinde sultânın yoktur; vekîl {yani, muvahhid kullarını gelecek tehlikelerden koruyucu, onlara gelecek tehlikeleri Önleyici} olarak Rab-bin yeter. (İsrâ/65)
2. Vekîl, rabb manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
O halde O'nu vekîl {yani, rabb} edin! (Müzzemmil/9)
...Beni bırakıp başkasını vekîl {yani, rabb} edinmeyin dij'e. (îsrâ/2)
...O halde O'na ibâdet edin, O.her şey üzerine vekildir {yani, O her şeyin rabbidirl."[114] (En'âm/102)
Bunun bir benzeri de Zümer sûresinde bulunmaktadır.[115]
3. Vekil kelimesi, zorba bir egemen manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Biz seni onların üzerine vekîl {yani, zorba bir egemen} kılmadık. (En'âm/107)
O hak iken, kavmin onu yalanladı.[116] De ki: "Ben sizin üzerinize vekîl {yani, zorba bir egemeni değilim."[117] (En'âm/66)
Onun üzerine sen mi vekîl {yani, zorba bir egemen} olacaksın. (Furkân/43)
Vekîl kelimesi, Kur'ân-ı Kerîm'de yer alan, Sen onların üzerine vekil değilsin[118] ibarelerinin tümünde bu manadadır.
4. Vekil, şahidi tanık anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde bu manadadır:
Göklerdeki ve yerdekiler Allah'ındır {yani, O'nun kullarıdır ve O'nun mülkündedirlerj; vekîl {yani, onların, kulları olduklarına şahidi tanık} olarak da Allah kâfidir. (Nisâ/132)
O, çocuğu olrnaktan münezzehtir. Göklerdeki ve yerdekiler O'nı^ndur (yani, O'nun kullarıdır ve O'nun mülkündedirlerj; vekîl {yani, o ikisinde bulunanların, O'nun kulları olduklarına şâhid I tanık} olarak Allah kâfidir. (Nisâ/171)
Sen ancak bir uyarıcısın, Allah ise her şey üzerine vekildir {yani, senin Rasûlü olduğuna şâhidtir I tanıktır}. (Hûd/12)
Allah söylediklerimize vekildir {yani, şâhidtir I'tanıktır}. (Yûsuf/66)
{Mâsâ dedi ki}: "Allah da bu söylediklerimiz üzerine vekildir" {yani, şâhidtir /tanıktır}. (Kasas/28)
el-Vekîl, dört anlamda kullanılır:
1. el-Vekîl, koruyucu jkoruyan manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
...Ya Kıyamet Günü Allah'a karşı onlardan yana kim mücadele edecek veya onlara kim vekîl olacak {yani, onları kim koruyacak, onlara gelecek teklikleri kim önleyecek}1? (Nisâ/109)
Doğrusu Benim kullarım {yani, muvahhid kullarım! var ya, senin onlar üzerinde sultânın yoktur; vekîl {yani, muvahhid kullarını gelecek tehlikelerden koruyucu, onlara gelecek tehlikeleri Önleyici} olarak Rab-bin yeter. (İsrâ/65)
2. Vekîl, rabb manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
O halde O'nu vekîl {yani, rabb} edin! (Müzzemmil/9)
...Beni bırakıp başkasını vekîl {yani, rabb} edinmeyin dij'e. (îsrâ/2)
...O halde O'na ibâdet edin, O.her şey üzerine vekildir {yani, O her şeyin rabbidirl."[114] (En'âm/102)
Bunun bir benzeri de Zümer sûresinde bulunmaktadır.[115]
3. Vekil kelimesi, zorba bir egemen manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Biz seni onların üzerine vekîl {yani, zorba bir egemen} kılmadık. (En'âm/107)
O hak iken, kavmin onu yalanladı.[116] De ki: "Ben sizin üzerinize vekîl {yani, zorba bir egemeni değilim."[117] (En'âm/66)
Onun üzerine sen mi vekîl {yani, zorba bir egemen} olacaksın. (Furkân/43)
Vekîl kelimesi, Kur'ân-ı Kerîm'de yer alan, Sen onların üzerine vekil değilsin[118] ibarelerinin tümünde bu manadadır.
4. Vekil, şahidi tanık anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde bu manadadır:
Göklerdeki ve yerdekiler Allah'ındır {yani, O'nun kullarıdır ve O'nun mülkündedirlerj; vekîl {yani, onların, kulları olduklarına şahidi tanık} olarak da Allah kâfidir. (Nisâ/132)
O, çocuğu olrnaktan münezzehtir. Göklerdeki ve yerdekiler O'nı^ndur (yani, O'nun kullarıdır ve O'nun mülkündedirlerj; vekîl {yani, o ikisinde bulunanların, O'nun kulları olduklarına şâhid I tanık} olarak Allah kâfidir. (Nisâ/171)
Sen ancak bir uyarıcısın, Allah ise her şey üzerine vekildir {yani, senin Rasûlü olduğuna şâhidtir I tanıktır}. (Hûd/12)
Allah söylediklerimize vekildir {yani, şâhidtir I'tanıktır}. (Yûsuf/66)
{Mâsâ dedi ki}: "Allah da bu söylediklerimiz üzerine vekildir" {yani, şâhidtir /tanıktır}. (Kasas/28)