El-Vahy
el-Vahy, beş şekilde tefsir edilir:
1. el-Vahy kelimesi, Cebrail'in Allah'tan nebilere indirdiği vahy manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Biz sana vahyettik (yani, Kur'ân'ı vahyettikj; Nuh'a ve o'ndan sonraki nebilere vahyettiğimiz gibi. Ve vahyettik İbrahim'e, İsmail'e... (Nisâ/163)
Bu Kur'ân bana, onunla sizi uyarmam için vahyolundu. (En'âm/19)
Benzeri âyetler çoktur.
2. el-Vahy, ilham manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Hani havarilere vahy {yani, ilham} etmiştim: "Bana ve Benim Rasûlü'me îmân edin!" diye. (Mâide/111)
Rabbin bal arısına vahy {yani, ilham} etti: "Dağlardan evler edin!" diye. (NahV68)
3. el-Vahy> yazılı şey manasında da kullanılır; şu âyette olduğu gibi:
{Zekeriyâ} onlara vahyetti {yani, teşbih etmelerini 216 söyleyen bir yazı yazdı}: "Sabah-akşam teşbih edin!" diye. (Meryem/İl)[175]
4. el-Vahy, emr anlamında da kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Her semaya kendi işini vahyetti {yani, emretti}. (Fus-silet/12)
Onların bazısı bazısına vahyeder {yani, emreder}. (En'ânı/112)
Şeytanlar dostlarına vahyederler {yani, onlara vesvese ile ve (çirkin işlerini) güzel göstermek suretiyle emrederler}. (En'âm/121)
5. el-Vahy, qavl/söz manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir {yani, demiştir}. (Zelzele/5)
el-Vahy, beş şekilde tefsir edilir:
1. el-Vahy kelimesi, Cebrail'in Allah'tan nebilere indirdiği vahy manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Biz sana vahyettik (yani, Kur'ân'ı vahyettikj; Nuh'a ve o'ndan sonraki nebilere vahyettiğimiz gibi. Ve vahyettik İbrahim'e, İsmail'e... (Nisâ/163)
Bu Kur'ân bana, onunla sizi uyarmam için vahyolundu. (En'âm/19)
Benzeri âyetler çoktur.
2. el-Vahy, ilham manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Hani havarilere vahy {yani, ilham} etmiştim: "Bana ve Benim Rasûlü'me îmân edin!" diye. (Mâide/111)
Rabbin bal arısına vahy {yani, ilham} etti: "Dağlardan evler edin!" diye. (NahV68)
3. el-Vahy> yazılı şey manasında da kullanılır; şu âyette olduğu gibi:
{Zekeriyâ} onlara vahyetti {yani, teşbih etmelerini 216 söyleyen bir yazı yazdı}: "Sabah-akşam teşbih edin!" diye. (Meryem/İl)[175]
4. el-Vahy, emr anlamında da kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Her semaya kendi işini vahyetti {yani, emretti}. (Fus-silet/12)
Onların bazısı bazısına vahyeder {yani, emreder}. (En'ânı/112)
Şeytanlar dostlarına vahyederler {yani, onlara vesvese ile ve (çirkin işlerini) güzel göstermek suretiyle emrederler}. (En'âm/121)
5. el-Vahy, qavl/söz manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir {yani, demiştir}. (Zelzele/5)