El-Kerîm Hakkında
el-Kerim, altı şekilde tefsir edilir:
1. el-Kerîm, güzel manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ve sizi kerîm bir medhale (yani, güzel bir yere: cennete} sokarız. (Nisâ/31)
Doğrusu bana kerîm {yani, güzel} bir mektub bırakıldı. (Neml/29)
2. el-Kerîm, mevki ve makamı itibariyle Allah yanında üstün ve değerli anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Şüphesiz ki o, kerîm {yani, Rabbinin yanında değerli} bir RasûTün sözüdür. (Tekvîr/19)
Şüphesiz ki o, kerîm {yani, Rabbinin yanında değerli} bir Rasûlün {yani, Cebrail'in} sözüdür. (Hâkka/40)
Şüphesiz ki Allah yanında en kerîm {yani, mevki itibariyle en değerli} olanınız, {dünyada} en fazla ittiqa edeninizdir. (Hucurât/13)
3. el-Kerîm, kendini üstün ve değerli saymak manasında kullanılmıştır; şu âyette böyledir:
Tat bakalım, çünkü sen azîz, kerîmsin {yani, kendini üstün ve değerli sayan bir kimsesin}, (Duhân/49)
4. Kiram lafzı ile, müslümanlar I teslim olanlar kasdedilmiştir; Hafaza melekleri hakkındaki şu âyette olduğu gibi:
Kiram yazıcılar vardır.[240] (İnfitâr/11)
5. Kerîm lafzı ile, tebârek ve teâlâ Rabb, kusurları bağışlamak kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:
Kerîm arşm rabbidir (yani, kusurları- bağışlayandır},[241] (Mü'minûn/116)
{Süleyman dedi ki}: "Şüphesiz Rabbim ganidir, kerîmdir" {yani, kusurları bağışlayandır}. (Neml/40)
O kerîm (yani, kusurları bağışlayan) Rabbine karşı seni aldatan nedir? (İnfîtâr/6)
6. Kerim, faziletli I üstün anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
(îblis dedi ki}: "Şu benden kerîm {yani, bana üstün} tuttuğuna..." (İsrâ/62)
Andolsun biz Ademoğulları'nı tekrîîn ettik {yani, üstün tuttuk}. (İsrâ/70)
...ona ikrani eder (yani, onu üstün tutar} ve ona nimetler verirse, "Rabbim bana ikram etti" (yani, beni üstün tuttu} der. (Fecr/15)
el-Kerim, altı şekilde tefsir edilir:
1. el-Kerîm, güzel manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ve sizi kerîm bir medhale (yani, güzel bir yere: cennete} sokarız. (Nisâ/31)
Doğrusu bana kerîm {yani, güzel} bir mektub bırakıldı. (Neml/29)
2. el-Kerîm, mevki ve makamı itibariyle Allah yanında üstün ve değerli anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Şüphesiz ki o, kerîm {yani, Rabbinin yanında değerli} bir RasûTün sözüdür. (Tekvîr/19)
Şüphesiz ki o, kerîm {yani, Rabbinin yanında değerli} bir Rasûlün {yani, Cebrail'in} sözüdür. (Hâkka/40)
Şüphesiz ki Allah yanında en kerîm {yani, mevki itibariyle en değerli} olanınız, {dünyada} en fazla ittiqa edeninizdir. (Hucurât/13)
3. el-Kerîm, kendini üstün ve değerli saymak manasında kullanılmıştır; şu âyette böyledir:
Tat bakalım, çünkü sen azîz, kerîmsin {yani, kendini üstün ve değerli sayan bir kimsesin}, (Duhân/49)
4. Kiram lafzı ile, müslümanlar I teslim olanlar kasdedilmiştir; Hafaza melekleri hakkındaki şu âyette olduğu gibi:
Kiram yazıcılar vardır.[240] (İnfitâr/11)
5. Kerîm lafzı ile, tebârek ve teâlâ Rabb, kusurları bağışlamak kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:
Kerîm arşm rabbidir (yani, kusurları- bağışlayandır},[241] (Mü'minûn/116)
{Süleyman dedi ki}: "Şüphesiz Rabbim ganidir, kerîmdir" {yani, kusurları bağışlayandır}. (Neml/40)
O kerîm (yani, kusurları bağışlayan) Rabbine karşı seni aldatan nedir? (İnfîtâr/6)
6. Kerim, faziletli I üstün anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
(îblis dedi ki}: "Şu benden kerîm {yani, bana üstün} tuttuğuna..." (İsrâ/62)
Andolsun biz Ademoğulları'nı tekrîîn ettik {yani, üstün tuttuk}. (İsrâ/70)
...ona ikrani eder (yani, onu üstün tutar} ve ona nimetler verirse, "Rabbim bana ikram etti" (yani, beni üstün tuttu} der. (Fecr/15)