El-Husnâ
el-Husnâ, üç manada tefsir edilir:
1. el-Husnâ ile, cennet kasdedilmiştir; şu âyetlerde böyledir:
İhsan edenlere {yani, muvahhidlere} husnâ {yani, cennet} ve fazlası (yani, Allah'ın vechine bakmak} vardır. (Yûnus/26)
İhsan edenlere de husnâ (yani, cennet} ile karşılık vermesi içindir. (Necm/31)
İhsanın (yani, ehl-i tevhidin} karşılığı, ihsandan {yani, cennetten} başkası olabilir mi?! (Rahmân/60)
2. el-Husnâ ile, oğullar kasdedilmiştir; şu âyette
böyledir:
Husnâ {yani, oğullar} onlarmmış. (Nahl/62)
3. el-Husnâ ile, hayr kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
(Biz o mescidi [Mescid-i Dırar'ı] yapmakla} hus-nâ'dan (yani, hayr'dan} başkasını irade etmedik. (Tevbe/107)
İhsan'dan (yani, hayrdanj ve uyum sağlamaktan başkasını irade etmedik. (Nisâ/62)
el-Husnâ, üç manada tefsir edilir:
1. el-Husnâ ile, cennet kasdedilmiştir; şu âyetlerde böyledir:
İhsan edenlere {yani, muvahhidlere} husnâ {yani, cennet} ve fazlası (yani, Allah'ın vechine bakmak} vardır. (Yûnus/26)
İhsan edenlere de husnâ (yani, cennet} ile karşılık vermesi içindir. (Necm/31)
İhsanın (yani, ehl-i tevhidin} karşılığı, ihsandan {yani, cennetten} başkası olabilir mi?! (Rahmân/60)
2. el-Husnâ ile, oğullar kasdedilmiştir; şu âyette
böyledir:
Husnâ {yani, oğullar} onlarmmış. (Nahl/62)
3. el-Husnâ ile, hayr kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
(Biz o mescidi [Mescid-i Dırar'ı] yapmakla} hus-nâ'dan (yani, hayr'dan} başkasını irade etmedik. (Tevbe/107)
İhsan'dan (yani, hayrdanj ve uyum sağlamaktan başkasını irade etmedik. (Nisâ/62)