El-Hıssu
el-Hıssu, dört manada tefsir edilir:
1. Ahasse [hissetti], gördü manasındadır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ne zaman ki îsâ onlardan küfrü hissetti {yani, gördü}... (Âl-i İmrân/52)
Ne zaman ki be'simizi hissettiler {yani, azabımızı gördüler}... (Enbiyâ/12)
Onlardan birini hissediyor {yani, görüyor} musun? (Meryem/98)
2. el-Hass kelimesi, öldürme manasında kullanılmıştır; şu âyette böyledir:
Hakikat şu ki, Allah va'dini yerine getirdi: hani onları —O'nun izniyle- hissediyordunuz {yani, öldürüyordunuz}. (Âl-i İmrân/152)
3. el-Hass kelimesi, araştırmak anlamında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
(Ya'kûb dedi ki): "Ey oğullarım! Gidin de Yûsuf ve o'nun kardeşinden bir tahassüste bulunun" {yani, (Yûsuf ve kardeşini) araştırın}! (Yûsuf/87)
4. el-Hıss kelimesi, savtjses manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Onlar onun hasisini (yani, onun/ateşin sesini} dahi işitmezler ve onlar canlarının/iştahlarının çektiği şeyler içinde muhalleddirler/sürekli kalacaklardır. (Enbiyâ/102)
el-Hıssu, dört manada tefsir edilir:
1. Ahasse [hissetti], gördü manasındadır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ne zaman ki îsâ onlardan küfrü hissetti {yani, gördü}... (Âl-i İmrân/52)
Ne zaman ki be'simizi hissettiler {yani, azabımızı gördüler}... (Enbiyâ/12)
Onlardan birini hissediyor {yani, görüyor} musun? (Meryem/98)
2. el-Hass kelimesi, öldürme manasında kullanılmıştır; şu âyette böyledir:
Hakikat şu ki, Allah va'dini yerine getirdi: hani onları —O'nun izniyle- hissediyordunuz {yani, öldürüyordunuz}. (Âl-i İmrân/152)
3. el-Hass kelimesi, araştırmak anlamında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
(Ya'kûb dedi ki): "Ey oğullarım! Gidin de Yûsuf ve o'nun kardeşinden bir tahassüste bulunun" {yani, (Yûsuf ve kardeşini) araştırın}! (Yûsuf/87)
4. el-Hıss kelimesi, savtjses manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Onlar onun hasisini (yani, onun/ateşin sesini} dahi işitmezler ve onlar canlarının/iştahlarının çektiği şeyler içinde muhalleddirler/sürekli kalacaklardır. (Enbiyâ/102)