El-Haşr
el-Haşr, iki şekilde tefsir edilir:
1. el-Haşr, toplamak I bir araya getirmek manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Onlan haşr edeceği {yani, toplayacağı I bir araya getireceği} gün,[171] gündüzün bir saatinden başka durmamış gibi (gelecek müşriklere}... (Yûnus/45)
Bunun bir benzeri de Furkân sûresinde geçmektedir.[172]
Onları da/ hiç birini bırakmaksızın haşr etmiş {yani, toplamış I bir araya getirmiş} olacağız. (Kehf/47)
Vahşi hayvanlar haşr edildiği {yani, toplandığı I bir araya getirildiği} zaman... (Tekvîr/5)
Süleyman'ın cin, insan ve kuşlardan orduları huzuruna haşr edildi {yani, toplandı). (Neml/17)
Kuşları da haşr olmuş {yani, toplu} halde (musahhar kılmıştık); her biri o'na evvab idi. (Sâd/19)
Benzeri buyruklar çoktur.
2. Haşr; sevketmek [ileri doğru sürmek, gütmek!yedmek] manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
O zulmedenleri (.....) haşr edin {yani, hesaba çekilmelerinin ardından o şirk koşanlar ile onlarla birlikte olan şeytanları sevkedinj onları cahîmin yoluna iletin! (SâfFât/22-23)
Biz onları Kıyamet Günü yüzleri üstü haşr edeceğiz {yani, onları Kıyamet Günü yüzleri üstü ateşe sevke-deceğiz}. (İsrâ/97)
Mücrimleri haşr edeceğiz {yani, müşrikleri sevkedece-ğiz} o gün {yani, hesabın ardından cehenneme} gömgök olarak. (Tâ-Hâ/102)
el-Haşr, iki şekilde tefsir edilir:
1. el-Haşr, toplamak I bir araya getirmek manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Onlan haşr edeceği {yani, toplayacağı I bir araya getireceği} gün,[171] gündüzün bir saatinden başka durmamış gibi (gelecek müşriklere}... (Yûnus/45)
Bunun bir benzeri de Furkân sûresinde geçmektedir.[172]
Onları da/ hiç birini bırakmaksızın haşr etmiş {yani, toplamış I bir araya getirmiş} olacağız. (Kehf/47)
Vahşi hayvanlar haşr edildiği {yani, toplandığı I bir araya getirildiği} zaman... (Tekvîr/5)
Süleyman'ın cin, insan ve kuşlardan orduları huzuruna haşr edildi {yani, toplandı). (Neml/17)
Kuşları da haşr olmuş {yani, toplu} halde (musahhar kılmıştık); her biri o'na evvab idi. (Sâd/19)
Benzeri buyruklar çoktur.
2. Haşr; sevketmek [ileri doğru sürmek, gütmek!yedmek] manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
O zulmedenleri (.....) haşr edin {yani, hesaba çekilmelerinin ardından o şirk koşanlar ile onlarla birlikte olan şeytanları sevkedinj onları cahîmin yoluna iletin! (SâfFât/22-23)
Biz onları Kıyamet Günü yüzleri üstü haşr edeceğiz {yani, onları Kıyamet Günü yüzleri üstü ateşe sevke-deceğiz}. (İsrâ/97)
Mücrimleri haşr edeceğiz {yani, müşrikleri sevkedece-ğiz} o gün {yani, hesabın ardından cehenneme} gömgök olarak. (Tâ-Hâ/102)