El-Fesâd
el-Fesâd, altı manada tefsir edilir:
1. el-Fesâd ile, ma'siyet [isyan /itaatsizlik] kasde-dilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Onlara, "Yeryüzünde fesâd çıkarmayın" {yani, onda ma'siyet işlemeyin} denildiği zaman... (Bakara/11)
Islahının ardından yeryüzünde fesâd çıkarmayın {yani, onda ma'siyet işlemeyin}. (A'râf/56)
Benzeri âyetler çoktur.
2. el-Fesâd ile, helak kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Siz yeryüzünde iki defa fesâd çıkaracaksınız. (İsrâ/4)
Eğer o ikisinde Allah'ın dışında ilahlar olsaydı, ikisi de fesada uğrardı (yani, helak olurdu}. (Enbiyâ/22)
Eğer hak, nevalarına tâbi olsaydı gökler, yer ve ikisi arasındakiler fesada uğrardı {yani, helak olurdu}. (Mü'minûn/71)
3. el-Fesâd lafzı ile, yağmur ve bitki I ekin kıtlığı kas d edilmiştir; şu âyette böyledir.
Berr'de {yani,, bedevilerin yaşadığı çöllerde} ve bahr'da lyani, bayındir yerlerde, köy, kasaba ve şehirlerde} fe~ sâd {yani, yağmur ve bitki/ekin kıtlığı} başgösterdi.[29] (Kûm/41)
4. el-Fesâd ile, Öldürmek kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Mûsâ ve o'nun kavmini yeryüzünde fesâd çıkarsınlar {yani, Mısır ahalisinin çocuklarını öldürsünler} diye (.....) mi bırakacaksın? (A'râf/127)
(Fir'avn dedi ki}: "Ben o'nun dîninizi değiştirmesinden veya arzda fesâd çıkarmasından {yani, sizin Benî-Isrâ-W in oğullarını Öldürmenize karşılık, o'nun da sizin oğullarınızı öldürmesinden} korkuyorum." (Mü'min/26)
Gerçekten Ye'cûc ve Me'cûc arzda fesâd çıkarıyorlar (yani, insanları öldürüyorlar}, (Kehf/94)
5. el-Fesâd lafzının, bizatihi fesâd[30] [yıkmak /tah-rib etmek] manasında kullanılması; ki şu âyetlerde
böyledir:
Onda fesâd çıkarmaya: harsı ve nesli helak etmeye çalışır. Oysa Allah, fesadı {yani, âyette sözü edilen işleri: ekinin ve neslin helak edilmesini} sevmez. (Bakara/205)
Şüphesiz krallar bir karyeye girdiklerinde, onu ifsâd (yani, harâb} ederler. (Neml/34)
6. el-Fesâd lafzı ile, sihir/büyü, sihirbaz/büyücü kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:
Elbette Allah müfsidlerin {yani, sihirbazların} amelini ıslah etmez. (Yûnus/81
el-Fesâd, altı manada tefsir edilir:
1. el-Fesâd ile, ma'siyet [isyan /itaatsizlik] kasde-dilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Onlara, "Yeryüzünde fesâd çıkarmayın" {yani, onda ma'siyet işlemeyin} denildiği zaman... (Bakara/11)
Islahının ardından yeryüzünde fesâd çıkarmayın {yani, onda ma'siyet işlemeyin}. (A'râf/56)
Benzeri âyetler çoktur.
2. el-Fesâd ile, helak kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Siz yeryüzünde iki defa fesâd çıkaracaksınız. (İsrâ/4)
Eğer o ikisinde Allah'ın dışında ilahlar olsaydı, ikisi de fesada uğrardı (yani, helak olurdu}. (Enbiyâ/22)
Eğer hak, nevalarına tâbi olsaydı gökler, yer ve ikisi arasındakiler fesada uğrardı {yani, helak olurdu}. (Mü'minûn/71)
3. el-Fesâd lafzı ile, yağmur ve bitki I ekin kıtlığı kas d edilmiştir; şu âyette böyledir.
Berr'de {yani,, bedevilerin yaşadığı çöllerde} ve bahr'da lyani, bayındir yerlerde, köy, kasaba ve şehirlerde} fe~ sâd {yani, yağmur ve bitki/ekin kıtlığı} başgösterdi.[29] (Kûm/41)
4. el-Fesâd ile, Öldürmek kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Mûsâ ve o'nun kavmini yeryüzünde fesâd çıkarsınlar {yani, Mısır ahalisinin çocuklarını öldürsünler} diye (.....) mi bırakacaksın? (A'râf/127)
(Fir'avn dedi ki}: "Ben o'nun dîninizi değiştirmesinden veya arzda fesâd çıkarmasından {yani, sizin Benî-Isrâ-W in oğullarını Öldürmenize karşılık, o'nun da sizin oğullarınızı öldürmesinden} korkuyorum." (Mü'min/26)
Gerçekten Ye'cûc ve Me'cûc arzda fesâd çıkarıyorlar (yani, insanları öldürüyorlar}, (Kehf/94)
5. el-Fesâd lafzının, bizatihi fesâd[30] [yıkmak /tah-rib etmek] manasında kullanılması; ki şu âyetlerde
böyledir:
Onda fesâd çıkarmaya: harsı ve nesli helak etmeye çalışır. Oysa Allah, fesadı {yani, âyette sözü edilen işleri: ekinin ve neslin helak edilmesini} sevmez. (Bakara/205)
Şüphesiz krallar bir karyeye girdiklerinde, onu ifsâd (yani, harâb} ederler. (Neml/34)
6. el-Fesâd lafzı ile, sihir/büyü, sihirbaz/büyücü kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:
Elbette Allah müfsidlerin {yani, sihirbazların} amelini ıslah etmez. (Yûnus/81