El-Ferah Hakkında
el-Ferah, üç şekilde tefsir edilir:
1. el-Ferah, şımarıp azmak, azgınlık etmek anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ferahlanma (yani, şımarıp azma}! Doğrusu Allah fe-rahlananları (yani, şımarıp azanları} sevmez. (Ka-
sas/76)
Şüphesiz o, ferahlanır (yani, şımarıp azar}. (Hûd/10)
Bu şundandır: Yeryüzünde haksız yere ferahlanıyordunuz (yani, büyüklük taslıyordunuz, şımarıp azıyordunuz}. (Mü'min/75)
2. el-Ferah ile, rızâ [razı olma I hoşnutluk i memnuniyet] kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Onlar ise dünya hayat ile ferahlandılar (yani şimdiki I yakın hayata razı oldular}. Halbuki dünya hayat, âhirete nisbetle bir geçimlikten başka birşey değildir.
(Ra'd/26)
Her hizb sahib olduğu ile ferahlık duymaktadır (yani, ona razıdır}. (Rûm/32)
İlmden yanlarında bulunan ile ferahlandılar (yani, yanlarındaki ilme razı oldular}. (Mü'min/83)
3. el-Ferah lafzının, bizatihi ferah jsevinmek anlamında kullanılması; şu âyette olduğu gibi:
Hatta gemilerde bulunduğunuz ve onlar içindekileri alıp elverişli bir rüzgâr ile seyrettikleri, kendileri de bununla ferahlandıkları (yani, sevindikleri} sırada... (Yûnus/22)
el-Ferah, üç şekilde tefsir edilir:
1. el-Ferah, şımarıp azmak, azgınlık etmek anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ferahlanma (yani, şımarıp azma}! Doğrusu Allah fe-rahlananları (yani, şımarıp azanları} sevmez. (Ka-
sas/76)
Şüphesiz o, ferahlanır (yani, şımarıp azar}. (Hûd/10)
Bu şundandır: Yeryüzünde haksız yere ferahlanıyordunuz (yani, büyüklük taslıyordunuz, şımarıp azıyordunuz}. (Mü'min/75)
2. el-Ferah ile, rızâ [razı olma I hoşnutluk i memnuniyet] kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Onlar ise dünya hayat ile ferahlandılar (yani şimdiki I yakın hayata razı oldular}. Halbuki dünya hayat, âhirete nisbetle bir geçimlikten başka birşey değildir.
(Ra'd/26)
Her hizb sahib olduğu ile ferahlık duymaktadır (yani, ona razıdır}. (Rûm/32)
İlmden yanlarında bulunan ile ferahlandılar (yani, yanlarındaki ilme razı oldular}. (Mü'min/83)
3. el-Ferah lafzının, bizatihi ferah jsevinmek anlamında kullanılması; şu âyette olduğu gibi:
Hatta gemilerde bulunduğunuz ve onlar içindekileri alıp elverişli bir rüzgâr ile seyrettikleri, kendileri de bununla ferahlandıkları (yani, sevindikleri} sırada... (Yûnus/22)