El-Esbâb
[ el-Esbâb, dört şekilde tefsir edilir:
1. el-Esbâb, kapılar manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
O halde esbâb (yani, semaların sebepleri: semaların kapıları} içinde üstüne çıksınlar. (Sâd/10)
Belki o esbaba {yani, kapılara}, semaların esbabına {yani, kapılarına} ulaşırım. (Mü'nıin/36-37)
2. el-Esbâb, menziller manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Aralarındaki bütün esbâb da {yani, Allah'a isyan amacıyla, içinde.içtima ettikleri menziller de} kopmuş olacaktır.[185] (Bakara/166)
Derken bir sebebe (sebeb, esbâb'm tekili) {yani, arzın menzillerine ve yollarına} tâbi oldu. (Kehf/85)
3. es-Sebeb (ki esbâb'm tekilidir), Um manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ve ona {yani, Zulkarneyn'e} her şeyin sebebini {yani, bilgisini I ilmini} vermiştik. Derken bir sebebe {yani, arzın menzillerinin ve yollarının bilgisine I ilmine} tâbi oldu. (Kehf/84-85)
4. Sebeb, habl/ip manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Semaya bir sebeb {yani, ip} uzatsın, sonra kessin de baksın: keydi gayzmı giderecek mi? (Hacc/15)
[ el-Esbâb, dört şekilde tefsir edilir:
1. el-Esbâb, kapılar manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
O halde esbâb (yani, semaların sebepleri: semaların kapıları} içinde üstüne çıksınlar. (Sâd/10)
Belki o esbaba {yani, kapılara}, semaların esbabına {yani, kapılarına} ulaşırım. (Mü'nıin/36-37)
2. el-Esbâb, menziller manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Aralarındaki bütün esbâb da {yani, Allah'a isyan amacıyla, içinde.içtima ettikleri menziller de} kopmuş olacaktır.[185] (Bakara/166)
Derken bir sebebe (sebeb, esbâb'm tekili) {yani, arzın menzillerine ve yollarına} tâbi oldu. (Kehf/85)
3. es-Sebeb (ki esbâb'm tekilidir), Um manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ve ona {yani, Zulkarneyn'e} her şeyin sebebini {yani, bilgisini I ilmini} vermiştik. Derken bir sebebe {yani, arzın menzillerinin ve yollarının bilgisine I ilmine} tâbi oldu. (Kehf/84-85)
4. Sebeb, habl/ip manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Semaya bir sebeb {yani, ip} uzatsın, sonra kessin de baksın: keydi gayzmı giderecek mi? (Hacc/15)