Tevellâ
Tevellâ, dört şekilde tefsir edilir:
1. Tevellâ; çekildi, gitti, ayrıldı anlamında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Sonra fMûsâ} bir gölgeye tevelli etti {yani, ayrılıp bir gölgeye çekildi}... (Kasas/24)
Bu mektubumla git ve onu onlara bırak. Sonra onlardan tevelli et {yani, ayrılıp bir kenara çekil}, ne şekilde karşılık vereceklerine bak.[146] (Neml/28)
"Sizi üzerine bindirecek binek bulamıyorum" dediğinde... gözleri yaş akıtarak tevelli eden {yani, yanından ayrılıp giden} kimselere de... (Tevbe/92)
2. Tevellâ; yüz çevirdi, reddetti, kabul etmedi anlamında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
(Ey Nebî)! Allah'ın sana indirdiğinin bazısından seni fitneye düşürmelerinden sakın. Şayet tevelli ederlerse {yani, senin hükmüne rıza göstermekten yüzçevire-cek olurlarsa}... (Mâide/49
RasûTe itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur. Kim de tevelli ederse {yani, o ikisine [Allah'a ve O'nun Rasû-lü'ne] itaatten yüz çevirirse}, zaten Biz seni onların üzerine hafız [muhafız] göndermedik. (Nisâ/80)
(Kavmine dedi ki Nûh): "Eğer tevelli ederseniz {yani, îmândan yüz çevirecek olursanız}, zaten ben sizden bir ücret istemedim." (Yûnus/72)
Onlardan tevelli et {yani, onlardan yüz çevir}, artık sen kınanacak değilsin. (Zâriyât/54)
3. [147]
4. Tevellâ, hezimet anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde böyledir:
Ey îmân edenler! Toplu halde küfredenlerle karşılaştığınızda onlara tevelli etmeyin {yani, arkanızı dönüp hezimete uğramayın I kaçmayın}! Kim böyle bir günde (yani, Bedir Günü'nde}[148] onlara tevelli ederse (yani, hezimete uğrayıp kaçarsa}... (Enfâl/15-16)
Halbuki bundan önce, arkalarını tevelli etm ey eki erine (yani, oi'kaldrını dönüp hezimete uğrayarak kaçmayacaklarına} dair Allah'a söz vermişlerdi. (Ahzâb/15)
Yeryüzü bütün genişliğine rağmen başınıza dar gelmişti. Nihayet teveîli ederek {yani, hezimete uğrayıp kaçarak} arkanızı dönmüştünüz.[149] (Tevbe/25)
Tevellâ, dört şekilde tefsir edilir:
1. Tevellâ; çekildi, gitti, ayrıldı anlamında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Sonra fMûsâ} bir gölgeye tevelli etti {yani, ayrılıp bir gölgeye çekildi}... (Kasas/24)
Bu mektubumla git ve onu onlara bırak. Sonra onlardan tevelli et {yani, ayrılıp bir kenara çekil}, ne şekilde karşılık vereceklerine bak.[146] (Neml/28)
"Sizi üzerine bindirecek binek bulamıyorum" dediğinde... gözleri yaş akıtarak tevelli eden {yani, yanından ayrılıp giden} kimselere de... (Tevbe/92)
2. Tevellâ; yüz çevirdi, reddetti, kabul etmedi anlamında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
(Ey Nebî)! Allah'ın sana indirdiğinin bazısından seni fitneye düşürmelerinden sakın. Şayet tevelli ederlerse {yani, senin hükmüne rıza göstermekten yüzçevire-cek olurlarsa}... (Mâide/49
RasûTe itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur. Kim de tevelli ederse {yani, o ikisine [Allah'a ve O'nun Rasû-lü'ne] itaatten yüz çevirirse}, zaten Biz seni onların üzerine hafız [muhafız] göndermedik. (Nisâ/80)
(Kavmine dedi ki Nûh): "Eğer tevelli ederseniz {yani, îmândan yüz çevirecek olursanız}, zaten ben sizden bir ücret istemedim." (Yûnus/72)
Onlardan tevelli et {yani, onlardan yüz çevir}, artık sen kınanacak değilsin. (Zâriyât/54)
3. [147]
4. Tevellâ, hezimet anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde böyledir:
Ey îmân edenler! Toplu halde küfredenlerle karşılaştığınızda onlara tevelli etmeyin {yani, arkanızı dönüp hezimete uğramayın I kaçmayın}! Kim böyle bir günde (yani, Bedir Günü'nde}[148] onlara tevelli ederse (yani, hezimete uğrayıp kaçarsa}... (Enfâl/15-16)
Halbuki bundan önce, arkalarını tevelli etm ey eki erine (yani, oi'kaldrını dönüp hezimete uğrayarak kaçmayacaklarına} dair Allah'a söz vermişlerdi. (Ahzâb/15)
Yeryüzü bütün genişliğine rağmen başınıza dar gelmişti. Nihayet teveîli ederek {yani, hezimete uğrayıp kaçarak} arkanızı dönmüştünüz.[149] (Tevbe/25)