Politika Ahlâkı

Cansu

Bismillahirrahmanirrrahim
Tem 11, 2014
525
Denizli
Politika Ahlâkı

1477. Hiç şüphe yok ki insanın kendi yakınları, arkadaş çevresi ve içinden çıktığı “ulus”unun gözünde daha fazla saygı ve itibar görmesi çok doğaldır. Ancak gelişmiş toplumlarda, coğrafî özelliklere dayanan bir devlet anlayışı kabul edilmiştir. Ülkede yerleşmiş olan yabancıların medenî haklardan yararlanabilmeleri için, sadece kan birliğine dayalı siyasal birlik anlayışının kapsamı genişletilmiştir. Ancak, Devletin bütün dünyayı kuşatması dışında, sadece coğrafî özelliklere dayanan bu anlayış, Âdem ve Havva çiftinin soyundan geldiği kabul edilse bile, insan türüne uluslar arası bir nitelik kazandırmak için yeterli olamayacaktır. Dünya Devletinin ortaya çıkmasını beklemeksizin, Kur’an, etnik ya da coğrafî anlamdaki “ulus” kavramının dar kalıplarından kurtulmak için daha başka bir kavram geliştirmiştir: Kur’an, ümmet (veya ulus) anlayışını, deri rengi, konuşulan dil ya da yaşanılan yer birliği üzerine değil, düşünce ve inanç birliği üzerine kurmuştur. Başka bir deyişle, Müslümanlar arasında birliği sağlayan, bireylerin doğdukları yer değil, bireylerin kendi akıllarını ve deneyimlerini kullanarak ortaya koydukları kişisel tercihleridir. İnsanların eşitliği ve takva sahiplerinin üstünlüğü konusunda, Kur’an’ın ortaya koymuş olduğu formül şudur:

“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.”388

1478. Kur’an’a göre önemli olan, “soylu bir aile ya da toplumsal sınıfa mensup olmak” değil, bireysel olarak güzel davranışlarda bulunmaktır.Tufan Nuh kavminin dört bir yanını kuşatınca, Nuh (AS) şöyle dua etti:

“Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vaadin ise elbette haktır. Sen hakîmler hakîmisin!”

Ancak Allah şöyle karşılık verdi:

“Ey Nûh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir…”389

Bu bağlamda bir peygamberin oğluna bile ayrıcalık tanınmazken, başkalarının sahip olduğu haklar daha da sınırlı olacaktır.

1479. Kur’an’da ifade edildiğine göre “Müminler ancak kardeştirler.”390 Weltanschauung (İnanç birliği) üzerine kurulu böyle bir yapıda, bir “ulus”ta kişisel ya da ailevî çıkarlar asla öne geçemez:

“Ey iman edenler! Allah’a ve Peygamber’e hainlik etmeyin. (Sonra) bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz. Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah’ın katındadır.”391

Ya da:

“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, kesata uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Resulünden ve Allah yolunda cihat etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini yerine getirinceye kadar bekleyin. Allah sapıklar topluluğunu hidayete erdirmez.”392

1480. Şu halde, İslâmî ölçüler içerisinde “yurtseverlik”, tamamen rastlantılarla belirlenen akrabalık ya da hemşerilik esasına dayalı olmayıp, insanın bilinçli olarak seçtiği bir durumdur. Kur’an bu konuya sık sık değinir:

“Hep birlikte Allah’ın ipine (İslâm’a) sımsıkı yapışın, parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız. Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.”393
 
Similar threads
Thread starter Başlık Forum Cevaplar Tarih
Hamidullah Hazret-i Peygamber'in Mübarek Ahlâkı Ansiklopedik Bilgi 4

Similar threads

Üst Alt