Nerâ
Nerâ, dört şekilde tefsir edilir:
1. Yerâ, bilmek anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Kendilerine ilm verilenler görür (yani, bilir} ki... (Sebe'/6)
Allah'ın sana gösterdiği {yani, Allah'ın sana Kur'ân'-da öğrettiği! bildirdiği} şekilde insanlar arasında hükmetmen için... (Nisâ/105)
Ve bize menâsikimizi göster (yani, Öğret I bildir}! (Bakara/128)
Allah'ın yedi semayı nasıl tabaka tabaka halkettiğini görmüyor (yani, bilmiyor} musunuz? (Nüh/15)
Acaba kâfirler görmedi (yani, bilmedi} mi ki, semalarla arz bitişik idi de... (Enbiyâ/30)
2. Yerâ, göz ile görmek manasında kullanılır; şu
âyetlerde olduğu gibi:
Ne zaman görsen, sonra, görsen (yani, cennette nereyi ve orada bulunanların hangisini gözünle görsen}: na'îm... (İnsan/20)
Onları gördüğün (yani, gözünle gördüğün} zaman cüsseleri acaibine gider. (Münâfîkûn/4)
Allah üzerine yalan söyleyenleri, yüzleri kararmış görürsün (yani, gözünle görürsün}. (Zümer/60)
3. Elem tera, yaptıklarına bakmaz mısın manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Elem tera [görmez inisin] {(yani, yaptıklarına bakmaz mısın)} kitaptan kendilerine nasib verilenlerin: cibt ve tağuta îmân ediyorlar. (Nisâ/51)
Elem tera [görmez misin] (yani, yaptıklarına bakmaz mısın} sana indirilene ve senden önce indirilmiş olanlara îmân ettiklerini ileri sürenlerin: küfretmekle emrolundukları tağuta muhakeme olmayı irade ediyorlar. (Nisâ/60)
4. Elem tera ibaresi, Nebi'nin (s.a) görmediği geçmişe ait herhangi bir şeye dair haber vermek maksadıyla kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Elem tera {yani, zorba Nemrud'a dair sana haber verilmedi mi): Rabbi hakkında İbrâhîm ile mücadele
eden?! (Bakara/258)
Elem tera {yani, sana haber verilmedi mil: Rabbinin ashâb-ı ffl'e ne ettiği?! (Fîl/1)
Fe-terâ: o kavm, orada yere yıkılmış... (Hâkka/7)
Bu ifadeyle, onların durumundan haber vermektedir.
Elem tera {(yani, sana haber verilmedi mi)}: Rabbinin Âd'a-yüksek direkli İrem'e neler ettiği?! (Fecr/6-7)
Yüce Allah bu buyruğuyla, fırtına ile onlara nasıl azâb ettiğim haber vermektedir.
Nerâ, dört şekilde tefsir edilir:
1. Yerâ, bilmek anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Kendilerine ilm verilenler görür (yani, bilir} ki... (Sebe'/6)
Allah'ın sana gösterdiği {yani, Allah'ın sana Kur'ân'-da öğrettiği! bildirdiği} şekilde insanlar arasında hükmetmen için... (Nisâ/105)
Ve bize menâsikimizi göster (yani, Öğret I bildir}! (Bakara/128)
Allah'ın yedi semayı nasıl tabaka tabaka halkettiğini görmüyor (yani, bilmiyor} musunuz? (Nüh/15)
Acaba kâfirler görmedi (yani, bilmedi} mi ki, semalarla arz bitişik idi de... (Enbiyâ/30)
2. Yerâ, göz ile görmek manasında kullanılır; şu
âyetlerde olduğu gibi:
Ne zaman görsen, sonra, görsen (yani, cennette nereyi ve orada bulunanların hangisini gözünle görsen}: na'îm... (İnsan/20)
Onları gördüğün (yani, gözünle gördüğün} zaman cüsseleri acaibine gider. (Münâfîkûn/4)
Allah üzerine yalan söyleyenleri, yüzleri kararmış görürsün (yani, gözünle görürsün}. (Zümer/60)
3. Elem tera, yaptıklarına bakmaz mısın manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Elem tera [görmez inisin] {(yani, yaptıklarına bakmaz mısın)} kitaptan kendilerine nasib verilenlerin: cibt ve tağuta îmân ediyorlar. (Nisâ/51)
Elem tera [görmez misin] (yani, yaptıklarına bakmaz mısın} sana indirilene ve senden önce indirilmiş olanlara îmân ettiklerini ileri sürenlerin: küfretmekle emrolundukları tağuta muhakeme olmayı irade ediyorlar. (Nisâ/60)
4. Elem tera ibaresi, Nebi'nin (s.a) görmediği geçmişe ait herhangi bir şeye dair haber vermek maksadıyla kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Elem tera {yani, zorba Nemrud'a dair sana haber verilmedi mi): Rabbi hakkında İbrâhîm ile mücadele
eden?! (Bakara/258)
Elem tera {yani, sana haber verilmedi mil: Rabbinin ashâb-ı ffl'e ne ettiği?! (Fîl/1)
Fe-terâ: o kavm, orada yere yıkılmış... (Hâkka/7)
Bu ifadeyle, onların durumundan haber vermektedir.
Elem tera {(yani, sana haber verilmedi mi)}: Rabbinin Âd'a-yüksek direkli İrem'e neler ettiği?! (Fecr/6-7)
Yüce Allah bu buyruğuyla, fırtına ile onlara nasıl azâb ettiğim haber vermektedir.