İlâ
İlâ, üç şekilde tefsir edilir:
1. İlâ edatı, ma'a [birlikte Iberaber] anlamında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Onların mallarını yemeyin, kendi mallarınızla [ilâ ejnvâlikum]; {yani, ma'a emvâlikum: mallarınızla birlikte} yemeyin! (Nisâ/2)
Onun için Harun'u {yani, benimle birlikte Harun'u da} gönder! (Şu'arâ/13)
{îsâ dedi ki}: "Kim benim Allah'a {yani, Allah ile birlikte} yardımcılarım?" (Âl-i İmrân/52)
Bunun bir benzeri de Saff sûresindedir.[92]
2. İlâ, bunun başındaki elif, kelâmda bir sıla [ayrıca anlamı olmayan bir ulama] olarak da kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Sizi Kıyamet Günü'ne {yani, Kıyamet Günü için} cem edecektir [toplayacak/bir araya getirecektir]. (En'âm/12)
İlâ yevmi'l-gıyâme [Kıyamet Günü'ne] ibaresi, li-
yevmi'l-qıyâme [Kıyamet Günü için] demek olup, burada elif sıladır.
Sizi Kıyamet Günü'ne {yani, Kıyamet Günü içinj cem edecektir [toplayacak/bir araya getirecektir]. (Nisâ/87)
İlâ yevmi'l-gıyâmeti [Kıyamet Günü'ne] ibaresi, li-yevmi'l-gıyâmeti [Kıyamet Günü için] demek olup, burada elif sıladır.
Sonra, sizi Kıyamet Günü'ne {yani, Kıyamet Günü içinj cem edecektir [toplayacak/bir araya getirecektir]. (Câsiye/26)
İlâ yevmi'l-gıyâmeti [Kıyamet Günü'ne] ibaresi, li-yevmi'l-gıyâmeti [Kıyamet Günü için] demek olup, burada elif sıladır.
3. İlâ, qarâbet I yakınlık ile tefsir edilir;[93] şu âyetlerde böyledir:
Andolsun ki Nuh'u kavmine gönderdik. (Mü'minûn/23)
"Onu onlara gönderdik" demektir.
Ve 'Âd'a da kardeşleri Hûd'u (gönderdik). (Hûd/50) Ve Semud'a da kardeşleri Salih'i (gönderdik). (Hûd/61)
Benzeri buyruklar çoktur.
İlâ, üç şekilde tefsir edilir:
1. İlâ edatı, ma'a [birlikte Iberaber] anlamında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Onların mallarını yemeyin, kendi mallarınızla [ilâ ejnvâlikum]; {yani, ma'a emvâlikum: mallarınızla birlikte} yemeyin! (Nisâ/2)
Onun için Harun'u {yani, benimle birlikte Harun'u da} gönder! (Şu'arâ/13)
{îsâ dedi ki}: "Kim benim Allah'a {yani, Allah ile birlikte} yardımcılarım?" (Âl-i İmrân/52)
Bunun bir benzeri de Saff sûresindedir.[92]
2. İlâ, bunun başındaki elif, kelâmda bir sıla [ayrıca anlamı olmayan bir ulama] olarak da kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Sizi Kıyamet Günü'ne {yani, Kıyamet Günü için} cem edecektir [toplayacak/bir araya getirecektir]. (En'âm/12)
İlâ yevmi'l-gıyâme [Kıyamet Günü'ne] ibaresi, li-
yevmi'l-qıyâme [Kıyamet Günü için] demek olup, burada elif sıladır.
Sizi Kıyamet Günü'ne {yani, Kıyamet Günü içinj cem edecektir [toplayacak/bir araya getirecektir]. (Nisâ/87)
İlâ yevmi'l-gıyâmeti [Kıyamet Günü'ne] ibaresi, li-yevmi'l-gıyâmeti [Kıyamet Günü için] demek olup, burada elif sıladır.
Sonra, sizi Kıyamet Günü'ne {yani, Kıyamet Günü içinj cem edecektir [toplayacak/bir araya getirecektir]. (Câsiye/26)
İlâ yevmi'l-gıyâmeti [Kıyamet Günü'ne] ibaresi, li-yevmi'l-gıyâmeti [Kıyamet Günü için] demek olup, burada elif sıladır.
3. İlâ, qarâbet I yakınlık ile tefsir edilir;[93] şu âyetlerde böyledir:
Andolsun ki Nuh'u kavmine gönderdik. (Mü'minûn/23)
"Onu onlara gönderdik" demektir.
Ve 'Âd'a da kardeşleri Hûd'u (gönderdik). (Hûd/50) Ve Semud'a da kardeşleri Salih'i (gönderdik). (Hûd/61)
Benzeri buyruklar çoktur.