Akaid İlminde Vahyin ve Aklın Yeri

Hamidullah

Yönetici

Yönetici
Tem 13, 2014
2,497
T. C.
AKĀİD İLMİNDE VAHYİN ve AKLIN YERİ
Bugün yapılması gereken çok önemli bir iş var. Biliyorsunuz Arapça İslâm’ın, Kur’ân'ın dili ama sonradan buna Farsça da katılmış. Yani bizim literatürümüz Arapça ve Farsça’dan oluşmaktadır. İlmî çalışmalar hep bu iki dil ile yapılmıştır. Türkçe olarak pek çalışma yapılmamış. Meselâ, Arapça’dan Türkçe’ye yapılan ilk lügat
Ahter-i Kebîr’dir. Şemseddin Sâmi'ye gelinceye kadar Türkçe’nin lügati ve grameri yoktu. İlk defa Arnavut asıllı olan Şemseddin Sâmi Türkçe’nin gramerini yazmıştır. Bu gramer kitâbını alın, bakın, okuyun
% 99’u Arapça’nın gramerine ait tâbirlerdir. Çünkü müellif Arapça’yı ve Arapça’nın gramerini biliyor, Türkçe’de daha önceden yazılmış gramer tâbirleri de yok. Bu sebeple Şemseddin Sâmi Türkçe’nin gramerini yazma ihtiyacı duymuştur. Ama bugün TÖMER'in hazırladığı Türkçe gramerler fevkalâde güzeldir.
Benim talebim şu: Meselâ, Kelâm İlmini ele alalım. Kelâm İlminin deyimlerinin, terimlerin Türkçesinin de yapılması gerekir. Şimdi artık herkes Türkçe okuyor ve öğreniyor. Bunun zâten Arapçası
var biz ondan vazgeçmiyoruz. Meselâ, bu toplantıya iştirâk eden arkadaşlarımızın çoğu kelâmcı ve derslerini Türkçe olarak veriyorlar. O zaman mecbursunuz deyimlerin Türkçesini vermeye.
Yusuf Şevki Yavuz Bey tebliğinde “epistomoloji” diye bir kelime kullanmış. Bu söz, “bilgi kuramı” demekmiş ama, bu tarz kelimeler hep muğlâk kalmış. Onun için bu tarz kelimelerin Türkçelerini kullanmak lâzım. Aslında Türk dili her şeyi ifade edebilecek kabiliyette çok güçlü bir dildir, ancak üzerinde çalışılmamıştır.
Ben, Arapça, İngilizce ve Rusça olmak üzere üç yabancı dil biliyorum. Arapça’da ve Rusça’da zamanlar zayıftır. İngilizce’de zaman geniştir ama, çok muğlâktır. Türkçe’ye gelince, bizim dilimizde
zaman çok nettir. Dilde iki şey çok önemlidir. Birisi fiil yapısı, diğeri de zamandır. Bizde bir hastalık da başka dillerden kelime almaktır. En çok da Arapça’dan kelime almışız. Öyle kelimeler almışız ki, bugün
Araplar o kelimeyi o mânâda kullanmıyor. Meselâ, imza kelimesi ki, Arapça’daki karşılığı tevkî'dir. Zamanla medreselerin her şeye hâkim olmasıyla ve medreselerde sadece Arapça okutulması Türkçe okutulmaması
sonunda bütün ilmî tâbirler Arapça’dan alınmıştır. Onun için benim birinci tavsiyem bu tâbirleri Türkçeleştirmektir.
 
Üst Alt