Fevq Hakkında

Cansu

Bismillahirrahmanirrrahim
Tem 11, 2014
525
Denizli
Fevq

Fevq, dokuz şekilde tefsir edilir:

1. Fevq kelimesi, daha büyük manasında kullanıl­mıştır; şu âyette olduğu gibi:

Doğrusu Allah bir sivrisineği, hatta onun fevqıni {ya­ni, ondan daha büyük olan bir şeyi}[46] mesel darbet­mekten çekinmez. (Bakara/26)

2. Fevq lafzı, efdaljdaha üstün manasında kulla­nılmıştır; şu âyette olduğu gibi:

Allah'ın eli, onların elinin fevqmdedir {yani, Allah'ın onlara yaptıkları, Hudeybiye Günü onların yaptıkları biat işinden daha üstündür}. (Feth/10)

3. Fevq kelimesi, menzil ve Allah'a yakınlık itiba­riyle üstünlük manasında kullanılmıştır; şu âyette ol­duğu gibi:

Halbuki o ittiqa edenler, Kıyamet Günü {yani, Al­lah'a yakınlık ve O'nu?ı indindeki menzilleri itibariy­le} onların fevqındedir {yani, kâfirlerin üstündedir}. (Bakara/212)

4. Fevq lafzı, daha çok I daha fazla manasında kul­lanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:

Eğer kadınlar ikiden fevqa {yani, çok I fazla} iseler... (Nisâ/11)

5. Fevq kelimesi, 'ala [üzerinde i üstünde] manasın­da kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:

Bazınızı (yani, zenginleri} derecelerle bazınızın (yani, fakirlerin} fevqme ref etti {yani, dünyadaki rızk hu­susunda zenginleri fakirlerdin üstüne i üzerine yükselt­ti /çıkardı}. (En'âm/165)

Bazınızı derecelerle bazınızın fevqme ref ettik (yani, dünyadaki üstünlükler hususunda kiminizi kimini­zin üzerine çıkardık I yükselttik}. (Zuhruf/32)

6. Feuq, zafer manasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:

Sana tâbi olanları, o küfredenlerin fevqınde (yani, dünyada zafer hususunda üstünde I üzerinde} kılaca­ğım; Kıyamet Günü'ne kadar. (Âl-i İmrân/55)

7. Fevq, başlarının üstüne I üzerine manasında kul­lanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:

O tûr'u (yani, o dağı} da fevqmize {yani, başlarınızın fevqıne [üstüne I üzerine]} ref etmiştik. (Bakara/3)

Bunun bir benzeri de A'râf sûresindedir.[47]

Onlar için, fevqlerinden (yani başlarının fevgınden [üstünden I üzerinden]} ateşten zuleller ... vardır. (Zü-mer/16)

Onun fevqınden (yani, arzın üzerine} onda ağır baskı­lar yaptı. (Fussilet/10)

Arzın fevqmden (yani, yerin üstünden I üzerinden} cüsselenmiş... (İbrâhîm/26)

Ben kendimi gördüm ki, başımın fevqmde (yani, ba­şımın üstünde I üzerinde} ekmek taşıyorum... (Yû­suf/36)

8. Feuq kelimesiyle, Ahzâb Günü doğu tarafından,

vadinin yukarı kısmından gelenler kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:

Hani onlar (yani, Ahzâb ordusunu teşkil edenle?'} size hem fevqmizden (yani, sabah aydınlığının geldiği do­ğu tarafındaki vadinin üst kısmından} ... gelmişlerdi. (Ahzâb/10)

9. Feuq kelimesi, sultan [saltanat/kudret] ve kahr Ikahredicüik anlamında kullanılmıştır; şu âyet­lerde olduğu gibi:

O, kullarının fevqınde qâhirdir (yani, O'nun sultânı-Isaltanatı, egemenliği ve emri, kullarının saltanatı­nın üstündedir}. (En'âm/18)

(Fir'avn dedi ki}: "(Benî-İsrail'in) oğullarım öldürür, kadınlarını sağ bırakırız. Şüphesiz biz onların fev-qmde qâhiriz (yani, benim sultânım I güç ve kuvvetini ve emrim, onların sultânının I güç ve kuvvetinin üs­tündedir; işte bu sultân ve mülk ile onları kahredece­ğim}. (A'râf/127)
 
Similar threads
Thread starter Başlık Forum Cevaplar Tarih
Cansu Fi Hakkında F 1

Similar threads

Üst Alt