Yûza'ûn
Yuza'ûn, iki şekilde tefsir edilir:
1. Yûza'ûn kelimesi, sürülmek, yedilmek, sevkolun-nıak anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Süleyman'ın huzuruna cinlerden, insanlardan ve kuşlardan orduları haşroldu/toplandı. Onlar topluca sevkolunurlardı/sürülüp götürülürlerdi [yûza'ûn]. (Nemi/17)
Her ümmetten âyetlerimizi yalanlayan bir bölük hasredeceğimiz gün, onlar sevkolunurlar/sürülüp götürülürler [yûza'ûn]. (Neml/83)
Allah'ın düşmanları haşrolunacakları gün, onlar ateşe sevkolunurlar/sürülüp götürülürler [yûza'ûn]. (Fussilet/19)
2. Euzi'nî lafzı, bana şükretmeyi ilham et anlamında kullanılmıştır;[204] şu âyette olduğu gibi:
{Süleyman şöyle dua etti}: "Rabbim! Evzi'nî {yani, bana ilham, et ki}, bana ve ana-babama ihsan ettiğin nimetine şükredeyim." (Neml/19)
Ebû Bekr b. Kuhâfe'nin şu sözünde de bu manadadır:[205]
Nihayet olgunluk çağına ulaştığı ve kırk yaşma girdiği zaman dedi ki: "Rabbim! Evzi'nî {yani, bana ilham et ki}, bana ve ana-babama ihsan ettiğin nimetine şükredeyim." (Ahkâm15)
Yuza'ûn, iki şekilde tefsir edilir:
1. Yûza'ûn kelimesi, sürülmek, yedilmek, sevkolun-nıak anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Süleyman'ın huzuruna cinlerden, insanlardan ve kuşlardan orduları haşroldu/toplandı. Onlar topluca sevkolunurlardı/sürülüp götürülürlerdi [yûza'ûn]. (Nemi/17)
Her ümmetten âyetlerimizi yalanlayan bir bölük hasredeceğimiz gün, onlar sevkolunurlar/sürülüp götürülürler [yûza'ûn]. (Neml/83)
Allah'ın düşmanları haşrolunacakları gün, onlar ateşe sevkolunurlar/sürülüp götürülürler [yûza'ûn]. (Fussilet/19)
2. Euzi'nî lafzı, bana şükretmeyi ilham et anlamında kullanılmıştır;[204] şu âyette olduğu gibi:
{Süleyman şöyle dua etti}: "Rabbim! Evzi'nî {yani, bana ilham, et ki}, bana ve ana-babama ihsan ettiğin nimetine şükredeyim." (Neml/19)
Ebû Bekr b. Kuhâfe'nin şu sözünde de bu manadadır:[205]
Nihayet olgunluk çağına ulaştığı ve kırk yaşma girdiği zaman dedi ki: "Rabbim! Evzi'nî {yani, bana ilham et ki}, bana ve ana-babama ihsan ettiğin nimetine şükredeyim." (Ahkâm15)