Kebîr Hakkında

Cansu

Bismillahirrahmanirrrahim
Tem 11, 2014
525
Denizli
Kebîr

Kebîr, sekiz şekilde tefsir edilir:

1. Kebîr, şiddetli manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:

Sizden kim zulmederse ona kebîr (yani, şiddetli) bir azâb tattırırız. (Furkân/19)

Fakat bu onlara, kebîr (yani, şiddetli} bir tuğyan ar­tırmaktan başka netice vermiyor. (İsrâ/60)

Siz kebîr bir yükseklikle yükseleceksiniz (yani, şid­detli bir galibiyetle galib geleceksiniz}. (İsrâ/4)

Onlara karşı Kur'ân'la kebîr (yani, şiddetli! bir cihad yap! (Furkân/52)

2. el-Kebîr lafzı ile, yaşça büyüklük /yaşlılık kasde-dilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:

Babamız ise kebîr {yani, yaşlı} bir şeyhtir. (Kasas/23)

Kendisine kiber (yani, yaşlılık} isabet etsin... (Baka­ra/266)

3. el-Kebîr, yaş itibariyle değil, re'y Igörüş ve Um iti­bariyle büyük /ileri manasında kullanılmıştır; şu âyet­lerde böyledir:

Onların kebîri (yani, görüş ve Um itibariyle ileri olan kardeşleri -ki o onların yaşça en büyükleri değildi-} dedi ki... (Yûnus/80)

Muhakkak ki o sizin kebîrinizdir (yani, o, aranızda sihri en iyi bileninizdir, sihirde en ileri olanınızdır. -Yoksa o, yaş itibariyle onların en büyükleri değildi-}. (Tâ-Hâ/71)

Bunun bir benzeri de Şu'arâ sûresindedir.[201]

4. el-Kebîr, çok [el-kesîr][202] anlamında kullanılmış­tır; şu âyetlerde olduğu gibi:

Sağîr (yani, az} veya kebîr (yani, çok) olsun, onu yaz­maya üşenmeyin! (Bakara/282)

Onlar sağîr (yani, az} veya kebîr (yani, çok} ne infak ederlerse... (Tevbe/121)

5. el-Kebîr, azîm [pek büyük j azametli] manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:

O kebîrdir (yani, pek azametlidir, pek büyüktür}, mü-te'âl'dir. (Ra'oV9)

Şüphe yok ki Allah 'âlîdir (yani, pek yücedir; O'ndan daha yüce hiçbir şey yoktur}, kebîrdir (yani, pek aza­metlidir/pek büyüktür; O'ndan daha büyük hiçbir şey yoktur}. (Nisâ/34)

Kur'ân'da benzeri buyruklar çoktur.

6. el-Kibriyâ', mülk I egemenlik ve sultan j saltanat anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:

(Fir'avn, Musa'ya şöyle dedi}: "Yeryüzünde kibriyâ' (yani, egemenlik ve saltanat} ikinizin olsun diye mi geldiniz?!" (Yûnus/78)

Göklerde ve yerde kibriyâ' (yani, egemenlik ve salta­nat} O'nundur. (Câsiye/37)

7. el-Kebîr kelimesi, ağır anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:

Eğer onların yüz çevirmeleri sana kebîr [kebura] {ya­ni, ağır} geliyorsa... (En'âm/35)

Eğer aranızda kalışım ve Allah'ın âyetlerini ihtar edişim size kebîr [kebura] {yani, ağır} geliyorsa...

(Yûnus/71)

8. Kebîr kelimesi; uzun I uzayan, sürüp giden ma­nasında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:

Siz başka/değil, kebîr (yani, uzayıp giden, sürüp gi­den} bir dalâlet içindesiniz. (Mülk/9)
 
Similar threads
Thread starter Başlık Forum Cevaplar Tarih
Cansu Ke'en Hakkında K 0
Cansu Kane Hakkında K 0

Similar threads

Üst Alt