İktidarın El Değiştirmesi (Hilâfet)

Cansu

Bismillahirrahmanirrrahim
Tem 11, 2014
525
Denizli
İktidarın El Değiştirmesi (Hilâfet)

1513. Müslümanlara göre insan hayatının: 1. Dinle ilgisi olmayan (siyasî ve dünyevî), 2. İbadetler ve dini kurallarla ilgili, 3. Manevî ve ruhsal olmak üzere üç farklı yönü bulunmaktadır. Muhammed (AS), bunların hepsiyle ilgili iktidarları kendi elinde toplamıştı. Onun vefatından sonra, devrin ileri gelen Müslümanları ilk iki iktidarı, yani dinî olmayan siyasî ve dünyevî iktidar ile ibâdet ve dinle ilgili iktidarı birleştirdiler ve bunları, kendi aralarından seçtikleri bir başkana, yani halifeye bıraktılar. Manevî-ruhî iktidarı ise bunlardan ayırarak, müminleri bu alanda sevk ve idare etmek için, aynı zamanda Resulullah (AS)’ın yerini alacak çok sayıda kişiye (tarikat şeyhleri ya da onların halifelerine) bıraktılar. O dönemde başlayan bu durum, İslâm ülkelerinde halen devam etmektedir. “Siyâsî ve dinî alanda Resulullah (AS)’ın ilk halîfesi Ebû Bekir olmuş ve bu iktidara hiçbir ortak kabul edilmek istenmemiştir. Manevî-ruhî alan konusunda ise tanıdığımız simalar Ebû Bekir, Ali, Ebû Zerr, Ebû Hureyre ve diğerleri olup, bunlar da derhal Resulullah (AS)’ın halifeleri olarak ortaya çıkmışlardır. Aralarından bazılarının günümüze kadar devam ettiği çeşitli tasavvufî tarikatların mürşitler silsilesi bunun kanıtı durumundadır: Örneğin, yetkilerini Ebû Bekir aracılığıyla icra eden Nakşibendîler ya da Ali aracılığıyla bu silsileyi sürdüren Kâdirîler ve Suhreverdîler gibi. Aynı anda iki farklı tarikat rehberine (Şeyh ya da mânevi Halîfe) biat edildiği de olmuştur: Bir müslüman, Resulullah’tan hemen sonra onun ruhî-mânevî alanda halifeleri olan Ebû Bekir ve Ali’ye aynı zamanda bîat ederek, hem Nakşibendî ve hem de Kâdirî olabilir.

1514. Bu mevzuda herkes aynı görüştedir. Ancak, Ebû Bekir’in siyasî ve ibâdetlerle ilgili dinî iktidara seçilişinin meşruluğu konusunda görüş ayrılığı vardır. Zira dünyadaki Müslümanların yaklaşık % 10’unu temsil eden Şiî mezhebinin inancına göre, Ali hilafeti daha çok hak etmişti. Sayıları yaklaşık % 0,25 düzeyinde kalan Haricîler ise her türlü siyasî seçimin gayrı meşru olduğuna ve bireylerin hükümetlerin vesayetinden kurtulması gerektiğine, başka bir deyişle Hükümetin gereksiz olduğuna, her bireyin en azından siyasî alanda işlerini kendisinin yürütebilmesi için serbest bırakılması gerektiğine inanırlar. Geriye kalan ve büyük çoğunluğu oluşturan Sünnî mezhepler ise Resulullah (AS)’ın bu konuda hiçbir açık emir ya da tavsiyesinin bulunmadığını, dolayısıyla iktidarın el değiştirmesi için en uygun şekli belirleme hak ve özgürlüğünün toplumun kendisine ait olduğunu ve nitekim sahabenin de yukarıda belirttiğimiz gibi hareket ettiğini doğrularlar. Bu eserin son bölümünde konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi vereceğiz.
 
Similar threads
Thread starter Başlık Forum Cevaplar Tarih
Cansu İktidarın Süresi Ansiklopedik Bilgi 0
Cansu Toprağa Verme ve Hilâfet Sorunu Ansiklopedik Bilgi 0

Similar threads

Üst Alt