Fi Hakkında

Cansu

Bismillahirrahmanirrrahim
Tem 11, 2014
525
Denizli
Fi Hakkında

Fi edatı, yedi şekilde tefsir edilir:

1. Fi, beraber birlikte manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:

Diyecek ki: "Sizden önce cin ve insanlardan geçmiş ümmetler içinde [fi] (yani, ümmetlerle beraber} ateşe girin!" (A'râff38)

İşte bunlar, cin ve insanlardan kendilerinden önce geçmiş ümmetler içinde [fi] (yani, ümmetlerle bera­ber} aleyhlerine söz hak olmuş kimselerdir. (Ah-

(Süleyman dedi ki}: "Kahmetinle beni sâlih kulîarının içine [fi] sok" (yani, cennette beni sâlih kullarınla beraber kıl}! (Neml/19)

Biz onları sarihlerin içine [fi] {yani, sâlihlerle beraber cennete} sokacağız. (Ankebût/9)

Haydi gir kullarımın içine [fi] (yani, kullarımla bera­ber} ve gir cennetime. (Fecr/29-30)

Dokuz mucize içinde [fi] (yani, dokuz mucizeyle bera­ber} (Nemi/12)

Onlar içinde [fi] (yani, onlarla birlikte} ay'ı bir nur kıldı. (Nûh/16)

2. FI, 'alâ [üstünde I üzerinde, üstüne /üzerine] anla­mında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:

Ve sizi hurma dallarına/dallarında [fi] (yani, hurma dallarının üzerine} asacağım. (Tâ-Hâ/71)

Ona/onda [fihâ] (yani, onun üzerine} harcadıkların­dan dolayı ellerini oğuşturmaya başladı. (Kehf742)

Meskenlerinde [fi] (yani, kasabaları üzerinde} dolaş­tıkları... (Tâ-Hâ/128)

Meskenlerinde [fi] (yani, kasabaları üzerinde} dolaş­tıkları... (Secde/26)

3. Fi, ilâ [...e, ...a] anlamında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:

Allah'ın arzı geniş değil miydi? Siz de onda/orada [fi­hâ] (yani, ona/oraya: Medine'ye} hicret etseydiniz. (Nisâ/97)

4. Fi, an [...den, ...dan] anlamında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:

Kim bunda [fi] {yani, kim Allah'ın bu âyette zikrettik­lerinden} kör ise, o âhirette de kördür {yani o kimse Allah'ın âhirete dair zikrettiklerinden de kördür}; yol itibariyle de şaşkındır. (İsrâ/72)

5. Fi, min [...den, ...dan] anlamında kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:

Her ümmetten {min anlamında fi) bir şâhid (ki bun­lar nebilerdir} çıkaracağız. (Nahl/84)

6. Fî, indinde; I yanında anlamına kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğji gibi:

Ömründen nice seneler bizde/bizim içimizde [finâ] (yani, yanımızda} kalmadın mı?! (Şu'arâ/18)

(Dediler ki Şu'ayb'aj: "Hem seni bizde/içimizde [finâ] (yani, yanımızda} gerçekten zayıf görüyoruz." (Hûd/91)

Ey Salih! Sen bundan evvel bizde/içimizde [finâ] {ya­ni, yanımızda} ümit beslenen bir kimseydin. (Hûd/62)

7. Finâ; bizim için, bize anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:

Allah'da/Allah uğrunda [fillâhi] hak cihadıyla cihad

edin {yani, Bizim içini Allah için gereği gibi amel edin}! (Hacc/78)

Bizde/Bizim uğrumuzda {final cihad edenleri {yani, Bizim için amel işleyenleri}, elbette yollarımıza ileti­riz. (Ankebût/69)
 
Similar threads
Thread starter Başlık Forum Cevaplar Tarih
Cansu Fevq Hakkında F 0

Similar threads

Üst Alt