Zalle
Zaile, iki şekilde tefsir edilir:
1. Zallû, meyletmek I meylettiler manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Üzerlerine semadan bir kapı açsak da onda yukarı çıksalardı {yani, içinden girselerdiI'meyletselerdi}... (Hicr/14)
Dilesek üzerlerine semadan bir mucize indiririz de boyunları ona karşı eğiliverirdi [fezallet]. (Şu'arâ/4)
2. Zaile; devam etmek, sürdürmek manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
O başını bekleyip durduğun [zalte] {yani, kendisine ibâdete, devam ettiğin I ibâdeti sürdürdüğün} ilahına bir bak. (Tâ-Hâ/97)
Onlar, "Birtakım putlara ibâdet ederiz ve onların başını bekleyip dururuz" [fenezallu] (yani, onların başını bekleyip durmaya: onlara ibâdete devam edip dururuz I ibadeti.sürdürürüz} dediler. (Şu'arâ/71)
Siz de hayret içinde kalırdınız [fezaltum] (yani, hayrete düşer ve bu halinizi devam ettirir giderdiniz}. (Vâkıa/65)
Öfkesinden yüzü simsiyah kesilir [zaile] (yani, simsiyah olur ve bu şekilde kalır.[183] (Nahl/58)
Bunun bir benzeri de Zuhruf sûresindedir.
Zaile, iki şekilde tefsir edilir:
1. Zallû, meyletmek I meylettiler manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Üzerlerine semadan bir kapı açsak da onda yukarı çıksalardı {yani, içinden girselerdiI'meyletselerdi}... (Hicr/14)
Dilesek üzerlerine semadan bir mucize indiririz de boyunları ona karşı eğiliverirdi [fezallet]. (Şu'arâ/4)
2. Zaile; devam etmek, sürdürmek manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
O başını bekleyip durduğun [zalte] {yani, kendisine ibâdete, devam ettiğin I ibâdeti sürdürdüğün} ilahına bir bak. (Tâ-Hâ/97)
Onlar, "Birtakım putlara ibâdet ederiz ve onların başını bekleyip dururuz" [fenezallu] (yani, onların başını bekleyip durmaya: onlara ibâdete devam edip dururuz I ibadeti.sürdürürüz} dediler. (Şu'arâ/71)
Siz de hayret içinde kalırdınız [fezaltum] (yani, hayrete düşer ve bu halinizi devam ettirir giderdiniz}. (Vâkıa/65)
Öfkesinden yüzü simsiyah kesilir [zaile] (yani, simsiyah olur ve bu şekilde kalır.[183] (Nahl/58)
Bunun bir benzeri de Zuhruf sûresindedir.