Peygamberimizin (A.S) Yahudilerle Mücadelesi ve Onlara Muhalefeti

May 17, 2018
68
Konya / Merkez
PEYGAMBERİMİZİN (A.S)YAHUDİLERLE MÜCADELESİ VE ONLARA MUHALEFETİ.

1 - EKONOMİ YÖNÜYLE MUHALEFETİ.

Hz. Peygamber Medine’ye geldiğinde ticari faaliyetlerin yapıldığı mevcut bulunan pazarlar vardı. Bu pazarlarda Yahudiler veya müşrikler hakim durumdaydılar. Bu pazarlarda yapılan
faaliyetler İslam öncesi anlayışa göre yapılmaktaydı. İslam tüm konularda olduğu gibi ticari meselelerde de bazı yasaklar getirmekte ve bazı yeni standart uygulamalar oluşturmaktadır. Bunula
beraber yeni bir devletin inşası yeni bir iktisadi sistemin kurulmasıyla, bu da ancak Müslümanların hakim olacağı ve İslam’ın kurallarının etkin olacağı bir piyasa kurulmasıyla mümkündü. Bu
gerekçeler doğrultusunda bizzat Hz. Peygamber’in emriyle sonrasında “Medine Pazarı” olarak adlandırılacak olan bir pazar kurulmuştur (Kallek, 1992: 30-31)

2 - ERKEK ÇOCUKLARI SÜNNET ETTİRMEDE MUHALEFETİ

Tanrı ile İsrailoğulları arasında önemli bir ahit kabul edildiği için Yahudilerde sünnet çok önemli bir vecîbe kabul edilmekte, çocuklar doğumlarının sekizinci gününde muhakkak sünnet edilmektedir (brit mila) Ahmed b. Hanbel, erkek çocuğun sekiz günlükken sünnet edilip edilemeyeceği sorusuna, uygulamanın Yahudilere mahsus olduğunu belirterek sekizinci günde yapılması haram olmasa da sünnetin yedinci günde yapılmasının Hz. Peygamber’in uygulamasına daha uygun olacağını söylemiştir. (Ebû Ya’lâ, Tabakâtü’l-Hanâbile, nşr. Muhammed Hâmid el-Fıkkî, Beyrut [t.y.], II, 175. )
Sünnet olmayı fıtrat gereği sayan
Hz. Peygamber,(Buhârî, Libâs 51, 62, 64; Müslim, Tahâret 49, 50;)torunu Hüseyin’i, doğumunun yedinci gününde sünnet ettirmişti.Günümüzde Rabbanî Yahudilerde isim, erkek çocuklara sünnet edildikten sonra, kız çocuklara ise ilk ayını tamamladıktan sonra konmaktadır.

3 - ADETLİ OLAN EŞE YAKLAŞMA

Yahudilerin âdetli kadınlarla aynı mekânı paylaşmama tutumu, Medine’de çok yaygındı. Yahudiler hanımlarının âdet dönemlerinde değil birlikte yiyip içmek, evlerde dahi bir arada bulunmamaya özen gösterirdi.(İbn Ebû Hâtim, II, 400; İbn Kesîr, Tefsîr, I, 277)Bir sahabînin periyodik dönemlerinde kadınlara karşı tavırlarının nasıl olacağını sorması üzerine
Bakara sûresinin 2/222. ayeti;
“Sana kadınların periyodik dönemleri hakkında soruyorlar. De ki: O bir sıkıntı, kirlilik ve rahatsızlık halidir. Bu yüzden o dönemlerinde kadınların kadınlıklarından yararlanmayın, uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendileriyle cinsel ilişkide bulunmayın. Temizlendiklerinde ise Allah’ın buyurduğu şekilde onlara yaklaşın. Doğrusu Allah, pişmanlıkla kendisine yönelenleri ve tertemiz
olanları sever.” ayeti nâzil olmuş; Hz. Peygamber Müslümanların periyodik dönemlerinde hanımlarıyla yiyip içmelerini, aynı yatağı paylaşmalarını;
hatta cinsel ilişki dışında her türlü münasebetlerini devam ettirmelerini söylemekle kalmamış, bizzat da uygulamıştı.(Buhârî, Hayz 1; Müslim, Hayz 3. )Hayber’in fethi öncesi rüyasında bir ayın Medine tarafından gelip kucağına
düştüğünü gören Hz. Safiye’nin, rüyasını eşi Kinâne ile paylaşmasından sonra,
“Sen ancak Hicaz hükümdarı Muhammed’e varmak istiyorsun!” cevabı yanında yüzü ve gözü morartılıncaya kadar dövülmesinden, o dönem Yahudilerinde zaman zaman kadına karşı şiddet de uygulandığı anlaşılmaktadır.

4- AKİKA KURBANI KONUSUNDA MUHALEFETİ.

Şüphesiz evliliğin en önemli semeresi çocuklardır. Yahudiler yeni doğan çocuklar için herhangi bir kurban (akîka) kesmemekte idi. Muhtemelen buna muhalefet olarak Hz. Peygamber erkek çocuklar için iki, kızlar için ise bir akîka kurbanı kesilmesini emretmişti.

6 - ÇOCUKLARA İSİM KOYMADA MUHALEFETİ
Günümüzde Rabbanî Yahudilerde isim, erkek çocuklara sünnet edildikten sonra, kız çocuklara ise ilk ayını tamamladıktan sonra konmaktadır. Hz. Peygamber’in, sünnetteki muhalefetinde olduğu gibi, çocukların yedinci günde isimlendirilmesini emretmesinden,Medine Yahudilerinin erkek çocuklarını sünnetle beraber sekizinci günde isimlendirdiğini söylemek mümkündür. Bu yorum, Hz. İbrahim’in Tevrat’ta anlatılan uygulamasına da (Tekvin 21/3-4) uygun gözükmektedir. Çocuklara isim tercihinde köken itibariyle Yahudi olanların Yahudi, Yahudileşen Arapların ise Arap isimlerini tercih ettiğini söylemek mümkündür.!?

7- KUR'ÂN OKURKEN ÖNE ARKAYA SAĞA SOLA SALLANMADA MUHALEFET.

Beytülmidrastaki ( yahudi ilkokulu)eğitim öğretim faaliyetleri Tevrat merkezli idi.İbn Manzûr Yahudi öğrencilerin beytülmidraslarda( yahudi ilk okulu) derslerini öne-arkaya doğru sallanarak talim ettiklerini kaydeder.(İbn Manzûr, Lisânü’l-‘Arab, III, 430.)Mukâtil, Yûsuf sûresi 18. ayetin tefsirinde, Hz. Ya’kûb’un, oğlu Yûsuf’un kurt tarafından parçalandığı haberini alması üzerine sabredeceğini belirterek gece gündüz öne-arkaya ya da sağa sola sallanarak ağlaması sebebiyle Yahudilerin Tevrat’ı ileri geri sallanarak okuduklarını nakleder.(Mukâtil, II, 2)
Bu geleneğin Hz. Peygamber dönemi Yahudileri tarafından da takip edildiği anlaşılmaktadır. Bir hadîste, Yahudilere benzememek için Kur’ân okurken sallanılmaması konusunda bir uyarı yapılmıştır.( :430, III, Arab-‘l’Lisânü, Manzûr İbn 77)

8- SAÇ SAKAL KESİMİNDE MUHALEFETİ.

Hz. Peygamber ehl-i kitabın bir tasarrufu şeklinde niteleyerek sahabeye, başın bir kısmını tıraş edip bir kısmını (perçem olarak) bırakmasını yasaklamıştı.(Buhârî, Libâs 72; Müslim, Libâs 72,)Saîd b. Müseyyeb’ten nakledilen bir rivayette Muaviye’nin Medine’de verdiği bir hutbede eline bir tutam saç alıp “…Bunu Yahudilerden başka birinin
kullandığını görmedim” diyerek Hz. Peygamber’in saçları, “zûr” adını verdiği bu saç (modeli) gibi kestirmenin günah olduğunu söylediği rivayet edilir. Hz.
Peygamber bu emirleriyle Yahudilerin başın bir kısmını tıraş ederek(Tevrat’ın saçın kesimi ile ilgili emri için bkz. Levililer 19/27.)yanlarda “pey’ot” adı verilen ve günümüzde dahi bazı Yahudilerin bıraktığı “zülüf”lere benzememesi için, Müslümanlara yeni bir saç modeli sunmuş olmalıdır.
Bir başka hadîsten ise Yahudilerin saç ve sakallarını boyamayıp tabii hallerinde bıraktıkları anlaşılmaktadır. Hz. Peygamber, saç ve sakalların siyah hariç
başka bir renge boyanarak Yahudilere muhalefet edilmesini emretmiştir.(“Yahudi ve Hıristiyanlar saçlarını hiç boyamazlar. Siz onlar gibi yapmayın.” Bkz. Buhârî, Enbiyâ )

9 - NAMAZA DAVET KONUSUNDA MUHALEFETİ

Namaza vaktinin bildirilmesi zarureti hâsıl olunca Hz.peygamberimiz sahabesiyle istişare etmiş.bazıları çan çalalım dediler.hırıstiyanlarin adeti olduğundan red edildi.ateş yakalım denmiş oda mecusilerin ederi olduğundan ret edildi .boru çalalım dendiğinde ise yahudilerin adeti olduğundan ret edilmiştir.def çalınması nı rumların adeti olduğundan red edildi.bu istişare toplantısından netice alınamadı.O gece Abdullah b.Zeyde (ra)gece rüyada ezan öğretildi.bunu peygamberimize anlattı.Hz.peygamberimiz namaz kılınacağı zaman ezan okunup kamet getirilmesini emretti. (Buharı,Ezan 1,Müslim,Salat 1)

1O - ÂŞURA (MuharrenmORUCU KONUSUNDA MUHALEFETİ

Muharrem ayı ve Âşura Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Nitekim, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Medine'ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi. "Bu ne orucudur?" diye sordu.
Yahudiler, "Bugün Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı Firavun'u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.) şükür olarak bugün oruç tutmuştur" dediler.
Bunun üzerine Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam da, "Biz, Musa'nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz" buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti. (İbni Mâce. Sıyam: 31.)

**Nihayet hayatı boyunca kendisiyle mücadele edilen bir insanın ölümü şüphesiz rakipleri tarafından sevinçle karşılanacaktır. Hz. Ali, Peygamberimizin vefâtından sonra söylediği bir mersiyede O’nun ölümüne en çok Yahudilerin sevindiklerini dile getirir.(Belâzurî, Ensâbü’l-Eşrâf, I, 593. )

Hz. Âişe de Hz. Peygamber’in vefatıyla bir kısım Arabın irtidat ettiğini, Yahudi ve Hıristiyanların ise çok sevindiğini, Müs-
lümanların ise fırtınalı bir günde çobansız kalmış bir sürü gibi ortada kalakaldıklarını belirtir(İbn Hişâm, II, 665.)
 
Üst Alt