Peygambere inanmanın insan için önem nedir

Tem 23, 2014
1,098
Maraş
Peygambere inanmanın insan için önem nedir?
Allah’ın gönderdiği bu elçiler, insanlara hem ilahi emirleri bildirmişler, hem de hayatta nasıl yaşanacağını, kendileri bizzat örnek hayatlarıyla göstermişlerdir. İnsanlara en doğru şekilde Allah’ı tanıtmış, ona nasıl ve ne şekilde kulluk edileceğini öğretmişlerdir. İyi, güzel ve doğru işlerin neler olduğunu açıklamışlardır. Çünkü Peygamberler en büyük ahlak kahramanlarıdır. Onlar bir yandan yenilikler getirerek, diğer taraftan düzenli, disiplinli ve erdemli toplumlar oluşturarak uygarlığın gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.

1. Allah Mesajlarını insanlara Peygamberler Aracılığı ile Göndermiştir
İletişimde önemli olan mesajın yerine ulaşmasıdır. Allah, bildirmek istediği mesajları doğrudan insanlara bildirmemiştir. İnsanlar arasından güvenilir elçiler seçmiş ve mesajlarını onlar aracılığıyla bildirmiştir. Allah, peygamberleri insanlara mesajlarını iletmek üzere görevlendirmiştir. Peygamberlere mesajlarını bazen melekler aracılığı ile bazen de aracı kullanmadan bildirmiştir. Allah'tan aldığı mesajları (haber, emir, yasak ve hükümleri) insanlara bildirip açıklamak üzere görevlendirilmiş elçiye peygamber denir.
Yüce Allah'ın, peygamberlere gönderdiği ve insanlara açıklamalarını emrettiği mesajlara vahiy denir. Bütün ilahı kitaplar vahiyler sonucu oluşmuştur. Kuran-ı Kerim’de vahiy şeklinde Peygamberimize gönderilmiş ve bu vahiyler yazılarak bugünkü şeklini almıştır. Allah, vahiyleri bazen Cebrail ile bazen de aracı kullanmadan doğrudan peygamberlere bildirmiştir. Bu bakımdan peygamberler Allah'tan vahiy alma özelliğine sahiptirler.
2. Peygamberlerin Gönderilmesi Allah’ın insanlara Bir Yardımıdır
Her konuda merakı olan insanın merak ettiği konulardan biri de inançlarıyla ilgili konular olmuştur. Kendi varlığını sorgulamış, diğer varlıklar arasındaki yerini anlamaya çalışmıştır. Yaşamanın amacını bulmaya uğraşmıştır. Bu uğraşı sırasında ''Ben nasıl var oldum? Gördüğüm evren nasıl oluştu? Ölüm nedir? Ölen insanlar nereye gidiyorlar? Bu dünyadan başka bir dünya var mı? Yaşamın hedefi nedir? Neden sadece insanlar akıllı? Nasıl bir varlığa inanmalıyım? İnandığım varlığa karşı neler yapmam gerekiyor?" gibi kendini meşgul eden pek çok soruya cevap bulmaya çalışmıştır. Bu sorulara akıllarıyla yanıtlar bulmaya çalışanlar kendilerine göre tanrılar geliştirmişlerdir. Yağmur için bir tanrı, güneş için bir tanrı, rüzgar için bir tanrı, doğum ve ölüm için ayrı ayrı birer tanrının olabileceğini varsaymışlar ve buna inanmışlardır. Allah peygamber göndererek insanlara yardım etmiştir. Çünkü insanlar inanç konularındaki merak ettikleri her şeyi ona sorarak öğrenme fırsatı elde etmişlerdir
3. Peygamberlere Gelen Mesajlar Aynı Amaca Yöneliktir
Allah bütün peygamberlere; insanları, Allah'ın varlığına birliğine, ahirete ve dünyada yapılan işlerin karşılığının orada görüleceğine inanmaya davet etmektedir. Dünya ve ahiret hayatında mutlu olunmasına yardım edecek ilahi kuralları açıklamak görevini vermiştir.
Peygamberlere gelen mesajlar bu hususları açıklayıcı nitelikte olmuştur. Her peygamber ilk önce insanları Allah'ın varlığına ve birliğine (tevhide) inanmaya çağırmıştır. Onun varlığına ve birliğine inanmanın önemini ve gerekliliğini açıklamıştır. Onun eşinin ve benzerinin olmadığını belirtmiştir. İnançta ve ibadette hiçbir şeyin ona ortak koşulmaması gerektiğini bildirmiştir. Allah insanların ihtiyaçlarına göre belirli aralıklarla peygamberler görevlendirmiştir. Zaman değişmiş, peygamberler değişmiş, gönderilen toplum ve millet değişmiş ancak yüce Allah'ın insanlara olan mesajı kesinlikle değişmemiştir. Her peygamber görevlendirildikten sonra insanları Allah'a inanmaya, ondan başka varlıkları ilah olarak kabul etmemeye ve ona kulluk etmeye çağırmıştır. Peygamberlerin Allah'ın bildirdiği mesajları açıklamışlar, toplumu düzeltmek için çaba harcamışlardır. Bireysel ve toplumsal yaşamı bozan kötü örf, adet, gelenek ve inanışların önüne geçmeye çalışmışlardır. İnsanları bu tür adetlerden ve yanlış inanışlardan kurtarmak için büyük bir mücadele vermişlerdir.
Dinimize göre yüce Allah'ın görevlendirdiği bütün peygamberlere inanmak gerekir. Kuran’da ismi geçen veya geçmeyen her peygamber Allah tarafından görevlendirilmiştir. Bunun için hiçbir ayrım yapmadan Hz. Âdem’den Hz. Muhammed'e kadar gönderilen peygamberlerin hepsine inanmak durumundayız.
4. Peygamberlerin insanlardan Seçilmesinin Nedenleri
Peygamberlerin insanlardan seçilmesinin nedenleri şöyle sıralanabilir: .Peygamberlerin insanlardan seçilmesi iletişimi kolaylaştırmıştır. Peygamberler insanların dışında, başka varlıklardan seçilselerdi, insanlar onlarla konuşamaz, anlaşamazlardı. İnsanlar, kendileri gibi insan olmayan varlıkların peygamberliğini kabul etmeyebilirlerdi. "Siz bizden değilsiniz, bu nedenle sizin söyledikleriniz bizi ilgilendirmez.'' derlerdi. Peygamberler başka varlıklardan seçilselerdi, insanlar onları kendilerinden farklı ve üstün görür, zamanla tanrılaştırabilirlerdi. Kendi içlerinden çıkan, çocukluğundan beri tanıdıkları bir peygamber için böyle bir şey söz konusu olamazdı. Gerektiğinde gülen, gerektiğinde ağlayan, acıktığında yemek yiyen, çarşıdan pazardan alış veriş yapan, hayatı toplumla paylaşan bir peygamberi insanların kabul etmesi daha kolaydır. Peygamberlerin insanlardan seçilmesi, Allah'ın peygamber göndermekle insanlar için güttüğü amaca uygun düşmektedir. Çünkü Allah'ın peygamber göndermekteki amacı buyruklarını en uygun yolla insanlara ulaştırmaktır. İnsanlar arasından seçilen bir peygamber şüphesiz bunu daha kolay başarabilir.
 

Hamidullah

Yönetici

Yönetici
Tem 13, 2014
2,497
T. C.
Peygambere inanmanın insan için önem nedir

ŞAŞI İNSAN VE PEYGAMBERLERE İMAN
Hoca Muslihiddin Efendi, talebe okutuyordu. Talebelerinden birisi şaşı gözlü idi; yani biri iki görürdü. Hoca Efendi talebelerine bir misâl anlatmak için dolabın içine bir şişe koymuştu. Şaşı olan talebeye:
— Zeynel Efendi dolapta bir şişe var, onu bana ver! dedi. Zeynel Efendi:
— Hocam burada iki tane şişe var hangisini vereyim? dedi. Hoca Muslihiddin:
— Hayır! Orada iki değil bir şişe var! dediyse de talebe biri iki görüyor ve dolapta iki şişe olduğunu ısrarla iddia ediyordu. Hoca Muslihiddin Efendi:
— Mademki iki şişe var, birisini kır da öbürünü bana getir, dedi. Talebe şişenin birini kırınca ötekisinin de yok olduğunu gördü. Muslihiddin Efendi talebelerine:
— Görüyorsunuz değil mi? İşte Peygamberlerin birine inanıp birine inanmayan, bu şaşı arkadaşınız gibidir. Halbuki Peygamberlerin tamamı bir sayılır, yani birine inanmak diğerine de inanmayı icabettirir. İsa Peygamber ne demişse, Musa Peygamber de onu söylemiştir, İbrahim Peygamber ne söylemişse, bizim Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v.) de aynı şeyi söylemiş ve hepsini kabul etmiştir. Peygamberlere inanmak mevzuunda hıristiyanlar bu şaşı arkadaşınız gibi oluyorlar, buyurdu.
 
Üst Alt