Mirasta ortaklık

Cansu

Bismillahirrahmanirrrahim
Tem 11, 2014
525
Denizli
Mirasta ortaklık:

Başlangıçtaki ortaklık Allah Teala buyuruyor ki:

"Ana babanın ve yakınlarının bıraktıklarından erkeklere hisse vardır. Ana babanın ve yakınlarının bıraktıklarından kadınlara da hisse vardır. Bunlar, az veya çok belirli bir hissedir." (Nisa, 7).

Kız ve erkek çocukların hisseleri Allah Teala buyuruyor ki:

"Allah, çocuklarınız hakkında, erkeğe iki kızın hissesi kadar tavsiye eder. Eğer kızlar İkinin üstünde ise bırakılanın üçte ikisi onlarındır. Şayet kız tek ise yansı onundur..." (Nisa, İ1).

Ana ve babanın hissesi Allah Teala buyuruyor ki:

"... Ölenin çocuğu varsa, ana ve babadan her birine bırakılan malın altıda biri; çocuğu olmayıp da ona ana ve babası mirasçı olduysa üçte biri anasmmdır. Kardeşleri varsa o vakit altıda biri anasınındır. Bu hükümler ölenin borcu Ödenip yaptığı vasiyetler yerine getirildikten sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin fayda bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. Bunlar Allah'ın koyduğu farzlardır. Doğrusu Allah Alim'dir, Hakimdir." (Nisa, 11).

Karı ve kocanın hissesi Allah Teala buyuruyor ki:

"Karılarınızın çocukları yoksa bıraktıklarının yarısı sizindir, çocukları varsa bıraktıklarının -ettikleri vasiyetten veya borçtan arta kalanın-dortte biri sizindir. Sizin çocuğunuz yoksa -ettiğiniz vasiyyet veya borç çıktıktan sonra- bıraktıklarınızın dörtte biri kanlarımzındır..." (Nisa, 12).

Erkek ve kız kardeşlerin hisseleri

Allah Teala şöyle buyuruyor:

"... Eğer miras bırakan erkek veya kadın; çocuğu ve ana-babası olmayan bir kimse olur da bir erkek veya bir kız kaidesi bulunursa, bunlardan herbirine altıda bıfciüşer. Eğer onlar bundan çoksalar, zarara uğratılmaksızın üçte birine ortak olurlar. Bunlar yaptıkları vasiyyet ve borç ödendikten sonradır. Bunlar Allah'tan birer vasiyyet (emir) dir. Allah Alim ve Halim'dir." (Nisa, 12).

Kadının erkeklerle beraber hicret etmesi Allah Teala buyuruyor ki:

"Kendilerine yazık edenlerin canlarını aldıkları zaman onlara; 'ne yaptınız bakalım?' denince: 'Biz yeryüzünde zavallı (mustazaf) kimselerdik' diyecekler, melekler de: 'Allah'ın arzı geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!' cevabını verecekler. Onların varacakları yer cehennemdir. Orası ne kötü dönülecek yerdir! Çaresiz kalan, yol bulamayan zavallı erkek, kadın ve çocuklar müstesnadırlar. İşte Allah'ın bunları affetmesi umulur. Allah affedendir, bağışlayandır. Allah yolunda hicret eden kişi, yeryüzünde çok bereketli yer ve genişlik bulur. Evinden Allah'a ve Peygamberine hicret ederek çıkan kimseye ölüm gelirse onun ecrini vermek Allah'a düşer. Allah bağışlar ve merhamet eder." (Nisa, 97-100).

İbn Abbas'tan gelen bir rivayette, o şöyle diyor: "Ben ve annem müstaz'aflardandık; ben çocuklardan annem de kadınlarda."[74]

Zübeyr b. el-Münir der ki: "Bu âyet, zayıflığın kadınlara mahsus bir Özellik olduğuna delalet etmez, aksine bu konuda erkeklerle eşit olduğunu gösterir."[75]

Kadınların erkeklerle beraber medine'ye hicret etmesi Allah Teala şöyle buyuruyor:

"Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını almanı helal kıldık..." (Ahzab, 50).

"Ey inananlar! İnanmış kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları sınayın..." (Mumtehine, 10).

"İnanmış ve hicret etmiş kadının imtihanı yalnızca İslamı arzulaması.

Allah ve Rasulü aşkıyla hicret ettiğine dair Allah'a yemin ettirilmesidir. Daha sonra da Rasulullah'a bîat eder. "[76]

Kadınların erkeklerle beraber Rasulullah'a biat etmesi Allah Teala buyuruyor ki:

"Ey peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, iftira etmemek ve uygun olanı işlemekte sana karşı gelmemek şartıyla sana biat etmek üzere geldikleri zaman, onlan kabul et; onlara Allah'tan bağışlanma dile, doğrusu Allah, bağışlayandır, acıyandır." (Mümtehine, 12).

Erkeklerin bîatımn -bazen- kadınların bîatıyla mutabık olduğu varid olmuştur. Ubade b. Samit anlatıyor. Rasulullah, sahabeden bir grup yanın-dayken: "Geliniz, Allah'a hiçbir şeyi eş koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek, iftira etmemek ve uygun olanı işlemekte bana karşı gelmemek şartı ile bana biat edin" buyurdu.[77]

Kadınların erkeklerle beraber iyiliği emretmesi, kötülüğü nehyetmesi Allah Teala buyuruyor ki:

"Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır, iyiliği emreder kötülükten alikorlar, namaz kılarlar, zekat verirler, Allah'a ve peygamberine itaat ederler. İşte Allah bunlara rahmet edecektir. Allah, şüphesiz güçlüdür, hakimdir." (Tevbe, 71).

Kadınların zor ve şiddet anlarında erkeklere destek olması Allah Teala şöyle buyuruyor:

"Hazırladıkları hendekleri tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenlerin cam çıksın! 8u inkarcıların, inananlara kızmaları; onların sadece, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin elinde bulunan ve övülmeye layık ve güçlü olan Allah'a inanmış olmalanndandı. Allah herşeye şahittir. Ama inanmış erkek ve kadınlara İşkence ederek onları dinlerinden çevirmeye uğraşanlar, eğer tevbe etmezlerse, onlara cehennem azabı vardır. Yakıcı azab da onlaradır." (Buruc, 4-10).

"İnanan erkek ve kadınları, yapmadıktan birşeyden dolayı incitenler, şüphesiz iftira etmiş ve apaçık bir günah işlemiş olurlar." (Ahzab, 58).

"Size ne oluyor da: 'Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, katından bize bir sahip gönder, katından bize bir yardımcı lütfet' diyen zavallı çocuklar, erkekler ve kadınlar uğrunda ve Allah yolunda savaşmıyor­sunuz?" (Nisa, 75).

Kadınların lanetleşmeye katılımı

Allah Teala buyuruyor ki:

"Allah katında İsa'nın durumu -kendisini topraktan yaratıp sonra 'ol' demesiyle oluveren- Adem'in durumu gibidir. Gerçek Rabbindendir. O halde şüphelenenlerden olma. Ey Muhammedi Sana ilim geldikten sonra bu hususta seninle kim tartışacak olursa, de ki: 'Gelin, oğullarımızı, oğullarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra Ianetleşelim de Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim'." (Âl-i İmran; 59-61).

İbn Kesir, Tefsîr'inde bu âyeti: "Gelin, oğullarımızı oğullarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi lanetleşirken hazır bu­lunduralım" diye açıklamıştır.[78]

Yine şöyle rivayet edilmiştir. Hristiyan olan Necran kabilesi elçilerinin reislerinden olan Akib ve Tayyib, Rasulullah'ın huzuruna geldiler. (Mesih'in Allah'ın kulu olduğunu kabul etmedikleri için) Rasulullah, onlan lanetleş­meye çağırdı. Onlar da ertesi sabah lanetleşeceklerine söz verdiler. Ravi diyor ki: "Rasulullah, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'i yanına alarak oraya gitti. Onlara (gelmeleri için) adam gönderdi; fakat onlar gelmekten kaçındı­lar, gelmediler."[79]

Kadınlara uygulanacak cezaların açıklanması Allah Teala buyuruyor:

"Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda o ikisine acımayın. Onlann ceza görmesine inananlardan bir topluluk da şahit olsun." (Nur, 2).

"Hırsız erkek ve hırsız kadının yaptıklarından dolayı Allah tarafından ibret verici bir ceza olarak ellerini kesin. Allah güçlüdür, hakimdir." (Maide, 38).

Kadınların şahitlikteki yetkileri[80] Allah Teala buyuruyor ki:

"Ey inananlar! Birbirinize belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. İçinizden bir katip doğru olarak yazsın; kâtip onu Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, yazsın. Borçlu olan da yazsın. Rabbı olan Allah'tan sakınsın, ondan bir şey eksiltmesin. Eğer borçlu, sefih veya aciz ya da yazdıramayacak durumda ise, velisi, doğru olarak yazdırsın. Erkeklerinizden iki şahit tutun; eğer iki erkek bulamazsanız, şahitliklerinden razı olacağınız bir erkek, -biri unuttuğunda diğerinin hatırlatması için- iki kadın olabilir." (Bakara, 282).

Kadının onurunun korunması Allah Teala buyuruyor:

"İffetli kadınlara zina isnad edip de sonra dört şahit getiremeyenlere seksen değnek vurun; ebedİyyen onların şahitliğini de kabul etmeyin. İşte onlar yoldan çıkmış kimselerdir. Ama bundan sonra tevbe edip düzelenler bunun dışındadır. Şüphesiz Allah bağışlar ve merhamet eder." (Nur, 4-5).

"İffetli, habersiz, mümin kadınlara zina isnad edenler dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. Kendi dilleri, elleri ve ayaklan yapmış oldukları­na şahitlik ettikleri gün onlar büyük azaba uğrayacaklardır. O gün, Allah onlara kesinleşmiş cezalanın verecektir. Allah'ın apaçık "Hakk" olduğunu bileceklerdir." (Nur, 23-25).

Erkek ve kadın arasındaki şiddetli cazibe tuzağı Allah Teala buyuruyor ki:

"Evinde bulunduğu kadın onu kendine çağırdı, kapılan sıkı sıkı kapadı ve "hadi gelsene' dedi. Yusuf günah işlemekten Allah'a sığınırım, doğrusu senin kocan benim efendimdir, bana iyi baktı. Haksızlık yapanlar şüphesiz, başarıya ulaşamazlar' dedi." (Yusuf, 23).

"Andolsun ki kadın Yusuf a karşı istekli idi; Rabbinden bir işaret görmeseydi Yusuf da onu isteyecekti. İşte ondan kötülüğü ve fenalığı böylece engelledik. Doğrusu o bizim çok samimi kullanmızdandır." (Yusuf, 24).

"Şehirde bir takım kadınlar: 'Vezirin karısı kölesinin olmak istiyormuş; sevgisi bağrım yakmış; doğrusu onun besbelli sapıtmış olduğunu görüyoruz.1 dediler." (Yusuf, 30).

"... Kadınlar Yusuf u görünce şaşıp ellerini kestiler ve "Allah'ı tenzih ederiz ama, bu insan değil ancak çok kıymetli bir melektir" dediler" (Yusuf, 31).

"Yusuf: 'Rabbim! Hapis benim için bunların istediklerini yapmaktan daha iyidir. Eğer tuzaklarım benden uzaklaştırmazsan onlara meyleder ve bilmeyenlerden olurum.' dedi." (Yusuf, 33).
 
Üst Alt