Kur'an'dan Kıssalar

May 17, 2018
68
Konya / Merkez
** KUR'ÂN'DAN KISSALAR**
HZ.ÜZEYİR (AS)

Hz. Üzeyr (a.s.) Hârûn Aleyhisselâm’ın neslindendir. Tevrât’ı ezberleyen sayılı kimselerdendi. Yahûdîlerce “Ezrâ” olarak bilinir.

Hazret-i Üzeyr’in peygamber olup olmadığı husûsunda Kur’ân-ı Kerîm’de kesin bir bilgi yoktur.

Kur’ân-ı Kerîm’de, sadece Allâh Teâlâ tarafından öldürülüp yüz sene sonra tekrar diriltildiğinden bahsedilir.

Hazret-i Üzeyr’in yaşadığı devirde de azgınlık ve taşkınlıklarını artıran İsrâîloğulları’na Allâh Teâlâ, belâ olarak Buhtünnasr’ı vermişti. Buhtünnasr, Şam ve Ürdün bölgelerini istilâ etti. Mescid-i Aksâ’yı yıktı. Bağ ve bahçeleri harâb etti. Savunmasız insanları hunharca öldürüp, genç ve işe yarar gördüğü kimseleri esîr olarak yanında götürdü. Hazret-i Üzeyr de bunların arasındaydı.

YÜZ YIL ÖLÜ BIRAKILIP DİRİLTİLEN PEYGAMBER

Rivâyete göre Üzeyr -aleyhisselâm-, elli yaşında iken kaçarak esâretten kurtuldu. Bir merkeple Kudüs’e doğru yola çıktı. Kudüs’e yaklaştığı sırada şehrin yıkık binâlarına, harâb olmuş bağ ve bahçelerine bakarak mahzun oldu. Karnı da iyice acıkmış olduğundan, merkebini bir ağaca bağlayarak orada bir miktar incir toplayıp yedi. Üzüm sıkıp suyunu içti. Sonra bir ağacın altına oturdu. Perişan ve harâb olmuş memlekete, çürümüş tenlere, yığılmış kemiklere ibretle baktı.
Ya Rab! Hz. Dâvûd’un başlattığı ve oğlu Hz. Süleyman’ın tamamladığı şu kutsal Mescid-i Aksâ yakılıp yıkılmış ve mübârek Kudüs şehri korkunç bir harabeye dönmüş. Yanan evler, çöken çatılar, üzerine yıkılan taş yığını duvarlar ve cansız birer iskelet yığını haline gelen binlerce Kudüs halkı.
Hz. Üzeyr, korkunç bir harabe haline gelen bu ölü şehri acaba Allah tekrar nasıl diriltir? Taş ve iskelet yığınına dönüşen bu yerde artık insanlar yaşar mı? Yeniden evler, dükkânlar yapılıp çarşılar, pazarlar kurulur mu? diye düşünürken, uykuya daldı.

Allâh Teâlâ buyurur:

“Yâhut görmedin mi O kimseyi ki, evlerinin duvarları, çatılarının üzerine çökmüş (alt-üst olmuş) bir kasabaya uğradı:

«–Ölümünden sonra Allâh bunları nasıl diriltir acabâ?!» dedi.

Bunun üzerine Allâh O’nu öldürüp yüz sene bıraktı; sonra tekrar diriltti:

«–Ne kadar kaldın?» dedi.

(O da:)

«–Bir gün, yahut daha az!» dedi.

Allâh O’na:

«–Hayır, yüz sene kaldın! Yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamıştır. Eşeğine de bak. Seni insanlara bir ibret kılalım diye (yüz sene ölü tuttuk, sonra tekrar dirilttik). Şimdi Sen kemiklere bak; onları nasıl düzenliyor, sonra ona nasıl et giydiriyoruz.» dedi.

(O etleri çürümüş, kemikleri parça parça olmuş merkep, Allâh’ın emriyle tekrar dirildi.) Durum kendisi tarafından anlaşılınca (Üzeyr):

«–Şimdi iyice biliyorum ki, Allâh her şeye kâdirdir!» dedi.” (el-Bakara, 259)

Üzeyr -aleyhisselâm-, uyuduğu zaman sabah vakti idi, uyandığında ise güneş batmamıştı. Ancak geçen zaman, yüz yıldı.
Buhtunnasar’ın ölümünden sonra Bâbil’i ele geçiren İran hükümdarı Şireveyh, Bâbildeki bütün esirleri serbest bıraktı ve topluca Kudüs’e gitmelerine yardımcı oldu. Ayrıca Mescid-i Aksâ’yı ve Kudüs şehrini yeniden inşa etmeleri için gereken her türlü maddî desteği sağladı.
Yepyeni evler, dükkânlar yapılmış, çarşılar, pazarlar kurulmuş ve Mescid-i Aksâ yeniden inşa edilip ibâdete açılmıştı. Erkekler çarşıda, pazarda alış-veriş yaparken, kadınlar da evlerinin önünde oturup el işleri yapıyor ve çocuklar da sokaklarda oynuyordu.
İnsanlar tanıdığı insanlar, binâlar da bildiği binâlar değildi. Tahmînî olarak mahallesini aradı. Bir evin önünde durdu. Kapısında rastladığı kör ve kötürüm bir kadına:

“–Üzeyr’in evi neresidir?” diye sordu.

Kadın hüzünle:

“–Üzeyr’in evi burasıdır, ama kendisi yüz yıl önce kayboldu. Ben de onun câriyesiyim!” dedi.

Hazret-i Üzeyr:

“–Ben Üzeyr’im!” diyerek kendisini tanıttı ve başından geçenleri nakletti.

Câriyesi çok sevindi ve eski hâline dönmesi için ondan duâ etmesini taleb etti. Üzeyr -aleyhisselâm- da, Cenâb-ı Hakk’ın kendisine verdiği nîmetlere şükrederek duâ etti. Kadın, önceki sıhhatine ve eski hâline kavuştu.

Hazret-i Üzeyr, uyuyup vefât ettiği sırada 18 yaşında bir oğlu vardı. Şimdi o, 118 yaşında ak sakallı bir ihtiyardı. Bu ihtiyarın babası olan Üzeyr -aleyhisselâm- ise 50 yaşında bir kimseydi. Oğlu babasını tanıyamadı:

“–Benim babamın sırtında hilâl şeklinde siyâh bir ben vardı!” dedi.

Üzeyr -aleyhisselâm-’ın sırtını açıp baktıklarında bu hilâl şeklindeki siyâh beni gördüler. Artık kimsenin Hazret-i Üzeyr hakkında şüphesi kalmadı.

Buhtünnasr, Kudüs’ü işgâl edip yağmaladığı zaman, bütün Tevrât nüshalarını da yaktırmıştı. Bunun için Üzeyr -aleyhisselâm-, dîni yeniden ihyâ etti.

* YAHUDİLERİN “ALLAH’IN OĞLU” DEDİĞİ PEYGAMBER*

Âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

“Yahûdîler: «Üzeyr, Allâh’ın oğludur!» dediler. Hristiyanlar da: «Mesîh (Îsâ) Allâh’ın oğludur!» dediler. Bu, onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Onlar, sözlerini) daha önce kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allâh onları kahretsin! Nasıl da (haktan bâtıla)döndürülüyorlar.” (et-Tevbe, 30)

İslâm âlimlerine göre Üzeyir kaybolan Tevrat’ı yeniden ortaya çıkardığı için yahudiler onu Allah’ın oğlu kabul etmişlerdir. İslâm kaynaklarında bununla ilgili iki rivayet vardır. Bir rivayete göre Üzeyir zamanında İsrâiloğulları Tevrat’ı terketmiş ve doğru yoldan sapmışlardı. Bunun üzerine Allah, Tevrat’ı ve tabutu (tâbût, ahid sandığı) ortadan kaldırır ve hâfızalarındaki Tevrat’la ilgili bilgileri siler. İsrâiloğulları musibetler içinde sefih bir hayat sürmeye başlarlar. Hikmet sahibi sâlih bir kimse olan Üzeyir, Tevrat’ı yeniden göndermesi için Allah’a dua eder. Bir gün gökten bir nur iner ve Üzeyir’in kalbine nüfuz eder; bu nur Tevrat’ın nurudur. Nurun Üzeyir’in kalbine girmesiyle Tevrat onun belleğinde canlanır. Üzeyir bunu halka açıklar ve Tevrat’ın kendilerine yeniden verildiğini müjdeler, ardından Tevrat’ı onlara öğretir. Üzeyir’in ölümünden sonra tabut bulunur ve içinden çıkan Tevrat’la Üzeyir’in öğrettiği Tevrat karşılaştırılır. İkisi arasındaki uygunluğu görünce hayrete düşen İsrâiloğulları, “Üzeyir’e bu bilgi ancak Allah’ın oğlu olduğu için verilmiştir” derler (Ali b. Muhammed el-Hâzin, II, 351). Diğer rivayete göre Bâbil Kralı Buhtunnasr, İsrâiloğulları’nı savaşta yenip mâbedi tahrip etmiş ve Tevrat âlimlerini katletmişti. Üzeyir bu olay sırasında henüz küçük bir çocuktu. İsrâiloğulları sürgünden döndüklerinde aralarında Tevrat’ı bilen kimse kalmamıştı. Allah bir işaret olarak yüzyıl ölü bıraktığı Üzeyir’i yeniden diriltince elindeki tasla bir melek Üzeyir’in yanına gelmiş ve Üzeyir meleğin sunduğu tastaki suyu içince Tevrat bilgisine sahip olmuştur. Daha sonra Allah onu İsrâiloğulları’na göndermiş, Üzeyir kendini onlara tanıtmıştır. İsrâiloğulları, “Sen Üzeyir isen Tevrat’ı bize yazdır” demiş, Üzeyir de Tevrat’ı onlara yazdırmıştır. İçlerinden biri, “Babam Tevrat’ın gömülü olduğu yeri bana haber vermişti” deyince Tevrat’ın gömülü olduğu yere gidip Tevrat’ı çıkarmış, Üzeyir’in yazdırdığı Tevrat’la bu Tevrat arasında hiçbir fark görülmemiştir. Bunun üzerine İsrâiloğulları, Üzeyir’in Allah’ın oğlu olduğu için Allah’ın onun kalbinden Tevrat’ı yok etmediğini söylemiştir (a.g.e., II, 351-352; İbnü’l-Cevzî, III, 423-424).

“(Yahûdîler) Allâh’ı bırakıp bilginlerini(hahamlarını; hristiyanlar) da râhiplerini ve Meryem oğlu Mesîh’i (Îsâ’yı) rabler edindiler. Hâlbuki onlara, ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O’ndan başka ilâh yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.” (et-Tevbe, 31)

BU KISSADAN HİSSELER.
1. Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-Efendimize müşriklerin en fazla îtiraz ettikleri hususlardan biri, ölülerin yeniden diriltilecek olmasıydı. Hem bunu nefsâniyetleri gereği kabul etmek işlerine gelmiyordu, hem de çürüyüp yok olmuş cesetlerin nasıl tekrar canlanacağını bir türlü anlayamıyorlardı. Cenâb-ı Hak Peygamber Efendimiz’e, müşriklerin bu istifhamlarını giderecek birçok âyet-i kerîme vahyetti.bu kıssa da bunlardan dır.
2.Peygamber olsun veya olmasın, Üzeyr (a.s) Allah'a tam manasıyla inanmış, kamil, iman sahibi olan bir zattı. Hayati boyunca, Allah’ın rızasını kazanmak için hayra koşmuştur. Çevresindeki İnsanları da bu şekilde inanmaya ve Allah’ın emir ile yasaklarına riayet etmeye davet etmiştir.
 

Son mesajlar

Üst Alt