Namazı Uyuyarak Yada Unutarak Geçiren Kimse
81. Ebu Katâde (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
Bir gece Peygamber (s.a.v) ile birlikte yolculuk ediyorduk. Topluluktan biri:
Ey Allah'ın resulüf Bizlere bir gece sonu konaklaması yap tirs an dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v):
Uyuya kalıp namazı geçireceğinizden korkarım' buyurdu. Bilâl:
Ben sizleri uyandırırını' dedi.
Bunu üzerine yattılar. Bilal'de arkasını, bindiği deveye dayadı. Derken gözleri kapanıp o da uyuya kaldı. Sonunda Peygamber (s.a.v) güneşin doğmasıyla uyandı. Resulullah (s.a.v):
Ey Bilal! Sözün nerede kaldı?' buyurdu. Bilâl:
Üzerime böyle bir uyku hiç çökmedi' diye cevap verdi. Resulullah (s.a.v):
Yüce Allah, ruhlarınızı dilediği zaman kabzeder, dilediği zaman geri gönderir. Ey Bilâl! Kalk, insanlara namaz için ezan oku' buyurdu.
Daha sonra Resulullah (s.a.v) abdest aldı ve güneş yükselip beyaz-laşınca kalktı, kafileye cemaatle namaz kıldırdı. [807]
Bu hadisi(n bu şekildeki metnini), Buhârî ile Nesâî rivayet etmiştir. Ebu Davud'un bir rivayetinde ise şu ifade yer almaktadır:
Peygamber (s.a.v) bir yolculukta idi. Birden yoldan ayrıldı. Onunla birlikte ben de aynldım. (Bana
Bak bakalım (hiç kimseyi görebiliyor musun)?1 buyurdu. Ben de:
Biz yedi kişi oluncaya kadar, bu bir süvari, bu ikisi iki süvari, bunlar üç süvari ...' dedim. Sabah namazını kast ederek:
Bize namazımızı geçirtmeyiniz1 buyurdu.
Uyuya kaldılar. Ancak güneşin hararetiyle uyanabildiler. Uyanır uyanmaz hemen kalktılar ve birazcık yürüdüler. Biraz sonra konaklayıp abdest aldılar. Bilal ezan okudu. Önce sabah namazının iki rekat (sünnet)ini, sonra da farzını kılıp [808] (hayvanlarına) bindiler. Sahabiler, birbirlerine:
(Uyua kaldığımız için namazı kaçırdığımızdan dolayı) namazımızda kusur yaptık1 dediler. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v):
Uyuya kalmaktan dolayı kusur yoktur. Kusur, ancak uyamkken-dir. Biriniz namazı unutursa, hatırladığı zaman kılsın. Ertesi gün de ise (o namazı) vaktinde kılsın [809] buyurdu.[810]
Yine Ebu Davud'un diğer bir rivayetinde, şu ifade yer almaktadır:
(Ebu Katâde 'Resulullah (s.a.v), emirler ordusunu [811] gönderdi' deyip (daha sonra) şu olayı anlattı:
Bizi ancak doğmakta olan güneş uyandırdı. Namazımız (geçti) diye korkuyla kalktık. Resulullah (s.a.v), güneş yükselinceye kadar:
Yavaş olun, acele etmeyin' buyurdu. (Güneş yükselince,) Resulullah (s.a.v):
Sizden, sabah namazının (sünnet olan) iki rekatini devamlı kılmakta olanlar (şimdi de) kılsın' buyurdu.
Bunun üzerine önceden (sünnet olan) iki rekati kılmayı itiyad eden de etmeyen de kalkıp kıldı. Sonra Resulullah (s.a.v), namaz için ezan okunmasını emretti. Ezan okundu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v), kalkıp bize (sabah) namazını(n farzını) kıldırdı. Namaz bitince:
Dikkat ediniz! Allah'a hamd ederiz ki, biz, bizi namazdan alıkoyan dünya işlerinden bir şeyde değildik. Fakat ruhlarımız, Allah'ın elinde (olduğu için uyuya kaldık). Allah, ruhlarımızı, dilediği zaman geri gönderir. Sizden her kim, yarının sabah namazına vaktinde yetişirse, onunla birlikte onun gibisini (bugün vaktinde kılamadığı sabah namazını) kaza etsin' buyurdu.[812]
Yine Ebu Dâvud, Tirmizî ile Nesâî'nin rivayetinde şu ifade yer almaktadır:
Sahabiler, Peygamber (s.a.v)'e; (uyuya kaldıkları için) namazı kaçirdık-lannı söylediler. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v):
Uyuya kalmaktan dolayı namazı kaçırmada bir kusur yoktur. Kusur ancak diğer namaz vakti girinceye kadar namazı kılmayan kimsede vardır. [813] Buna göre kim uyuya kalma işini yaparsa uyandığı zaman o namazı kılsın' buyurdu. [814]
Tirmizî ile Nesâî'nin rivayetinde ise şu ifade yer almaktadır:
Kusur, ancak uyamkkendir. Sizden birisi, namazı unuttuğu yada uyuya kaldığı zaman, hatırladığı zaman o namazı kılsın
81. Ebu Katâde (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
Bir gece Peygamber (s.a.v) ile birlikte yolculuk ediyorduk. Topluluktan biri:
Ey Allah'ın resulüf Bizlere bir gece sonu konaklaması yap tirs an dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v):
Uyuya kalıp namazı geçireceğinizden korkarım' buyurdu. Bilâl:
Ben sizleri uyandırırını' dedi.
Bunu üzerine yattılar. Bilal'de arkasını, bindiği deveye dayadı. Derken gözleri kapanıp o da uyuya kaldı. Sonunda Peygamber (s.a.v) güneşin doğmasıyla uyandı. Resulullah (s.a.v):
Ey Bilal! Sözün nerede kaldı?' buyurdu. Bilâl:
Üzerime böyle bir uyku hiç çökmedi' diye cevap verdi. Resulullah (s.a.v):
Yüce Allah, ruhlarınızı dilediği zaman kabzeder, dilediği zaman geri gönderir. Ey Bilâl! Kalk, insanlara namaz için ezan oku' buyurdu.
Daha sonra Resulullah (s.a.v) abdest aldı ve güneş yükselip beyaz-laşınca kalktı, kafileye cemaatle namaz kıldırdı. [807]
Bu hadisi(n bu şekildeki metnini), Buhârî ile Nesâî rivayet etmiştir. Ebu Davud'un bir rivayetinde ise şu ifade yer almaktadır:
Peygamber (s.a.v) bir yolculukta idi. Birden yoldan ayrıldı. Onunla birlikte ben de aynldım. (Bana
Bak bakalım (hiç kimseyi görebiliyor musun)?1 buyurdu. Ben de:
Biz yedi kişi oluncaya kadar, bu bir süvari, bu ikisi iki süvari, bunlar üç süvari ...' dedim. Sabah namazını kast ederek:
Bize namazımızı geçirtmeyiniz1 buyurdu.
Uyuya kaldılar. Ancak güneşin hararetiyle uyanabildiler. Uyanır uyanmaz hemen kalktılar ve birazcık yürüdüler. Biraz sonra konaklayıp abdest aldılar. Bilal ezan okudu. Önce sabah namazının iki rekat (sünnet)ini, sonra da farzını kılıp [808] (hayvanlarına) bindiler. Sahabiler, birbirlerine:
(Uyua kaldığımız için namazı kaçırdığımızdan dolayı) namazımızda kusur yaptık1 dediler. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v):
Uyuya kalmaktan dolayı kusur yoktur. Kusur, ancak uyamkken-dir. Biriniz namazı unutursa, hatırladığı zaman kılsın. Ertesi gün de ise (o namazı) vaktinde kılsın [809] buyurdu.[810]
Yine Ebu Davud'un diğer bir rivayetinde, şu ifade yer almaktadır:
(Ebu Katâde 'Resulullah (s.a.v), emirler ordusunu [811] gönderdi' deyip (daha sonra) şu olayı anlattı:
Bizi ancak doğmakta olan güneş uyandırdı. Namazımız (geçti) diye korkuyla kalktık. Resulullah (s.a.v), güneş yükselinceye kadar:
Yavaş olun, acele etmeyin' buyurdu. (Güneş yükselince,) Resulullah (s.a.v):
Sizden, sabah namazının (sünnet olan) iki rekatini devamlı kılmakta olanlar (şimdi de) kılsın' buyurdu.
Bunun üzerine önceden (sünnet olan) iki rekati kılmayı itiyad eden de etmeyen de kalkıp kıldı. Sonra Resulullah (s.a.v), namaz için ezan okunmasını emretti. Ezan okundu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v), kalkıp bize (sabah) namazını(n farzını) kıldırdı. Namaz bitince:
Dikkat ediniz! Allah'a hamd ederiz ki, biz, bizi namazdan alıkoyan dünya işlerinden bir şeyde değildik. Fakat ruhlarımız, Allah'ın elinde (olduğu için uyuya kaldık). Allah, ruhlarımızı, dilediği zaman geri gönderir. Sizden her kim, yarının sabah namazına vaktinde yetişirse, onunla birlikte onun gibisini (bugün vaktinde kılamadığı sabah namazını) kaza etsin' buyurdu.[812]
Yine Ebu Dâvud, Tirmizî ile Nesâî'nin rivayetinde şu ifade yer almaktadır:
Sahabiler, Peygamber (s.a.v)'e; (uyuya kaldıkları için) namazı kaçirdık-lannı söylediler. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v):
Uyuya kalmaktan dolayı namazı kaçırmada bir kusur yoktur. Kusur ancak diğer namaz vakti girinceye kadar namazı kılmayan kimsede vardır. [813] Buna göre kim uyuya kalma işini yaparsa uyandığı zaman o namazı kılsın' buyurdu. [814]
Tirmizî ile Nesâî'nin rivayetinde ise şu ifade yer almaktadır:
Kusur, ancak uyamkkendir. Sizden birisi, namazı unuttuğu yada uyuya kaldığı zaman, hatırladığı zaman o namazı kılsın