Et-Tayyib Ve'l-Habîs
et-Tayyib ve'l-habîs, üç manada tefsir edilir:
1. et-Tayyib, helâl; ve'l-habîs, haram manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Tayyibi habis ile lyani, helâl mallarınızı (haramla)} değişmeyin! (Nisâ/2)
De ki: "Habisin çokluğu acaibine de gitse, habis ile tayyib {yani, insanların mallarından haram olan ile helâl olan} bir olmaz." (Mâide/100)
Tayyib {yani, helâl} bir sa'îd'e kasdedin/yönelin! (Mâ-ide/6)
Sizin için tayyib {yani, helâl} olan kadınlardan nikahlayın![77] (Nisâ/3)
2. et-Tayyib ve'l-habîs ile, raü'min ve kâfir kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Allah mü'minleri bulunduğunuz hal üzere bırakacak değildir. Nihayet habisi tayyibten {yani, ehl-i kâfiri ehl-i imândan} ayıracaktır. (Âl-i îmrân/179)
Allah habisi tayyibten {yani, ehl-i kâfiri ehl-i imândan} ayırsın... (Enfâl/37)
Tayyib beldenin {yani, verimli arazinin} nebatı Rabbinin izni ile çıkar. Habîs olanın {yani, verimsiz-ço-rak arazinin} ise çıkmaz, çıksa da bir işe yaramaz.
(A'râf/58)
Bu, mü'min ve kâfirin meselidir. Tayyib [verimli] arazi/toprak, mü'mine benzer; onu işittiği vakit îmân ile faydalanır. Habîs arazi/toprak da kâfire benzer; onu işitse bile îmân ile faydalanmaz.
3. et-Tayyib kelimesi, güzel manasına gelir; şu â-yette olduğu gibi: ;
O'na tayyib' kelime (yani, güzel kelime -o da, Allah müstesna, ilah olmadığına şehâdettir-} yükselir. Onu da sâlih amel yükseltir. (Fâtır/10)
Salih kimse de bu şekilde amelde bulunur.[78]
Allah'ın, tayyib bir kelimeyi (yani, güzel bir kelimeyi: Allah müstesna ilah olmadığına şehâdet etmeyi} nasıl mesel darbettiğini görmez misin? (Tayyib bir kelime), kökü sabit ve dalları semada tayyib lyani, güzel} bir ağaç gibidir. (İbrâhîm/24)
Aynı şekilde mü'min de, Allah dışında ilah olmadığına şehâdet edip sâlih amel işleyecek olursa, sözü ve ameli Allah'a yükselir.
et-Tayyib ve'l-habîs, üç manada tefsir edilir:
1. et-Tayyib, helâl; ve'l-habîs, haram manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Tayyibi habis ile lyani, helâl mallarınızı (haramla)} değişmeyin! (Nisâ/2)
De ki: "Habisin çokluğu acaibine de gitse, habis ile tayyib {yani, insanların mallarından haram olan ile helâl olan} bir olmaz." (Mâide/100)
Tayyib {yani, helâl} bir sa'îd'e kasdedin/yönelin! (Mâ-ide/6)
Sizin için tayyib {yani, helâl} olan kadınlardan nikahlayın![77] (Nisâ/3)
2. et-Tayyib ve'l-habîs ile, raü'min ve kâfir kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Allah mü'minleri bulunduğunuz hal üzere bırakacak değildir. Nihayet habisi tayyibten {yani, ehl-i kâfiri ehl-i imândan} ayıracaktır. (Âl-i îmrân/179)
Allah habisi tayyibten {yani, ehl-i kâfiri ehl-i imândan} ayırsın... (Enfâl/37)
Tayyib beldenin {yani, verimli arazinin} nebatı Rabbinin izni ile çıkar. Habîs olanın {yani, verimsiz-ço-rak arazinin} ise çıkmaz, çıksa da bir işe yaramaz.
(A'râf/58)
Bu, mü'min ve kâfirin meselidir. Tayyib [verimli] arazi/toprak, mü'mine benzer; onu işittiği vakit îmân ile faydalanır. Habîs arazi/toprak da kâfire benzer; onu işitse bile îmân ile faydalanmaz.
3. et-Tayyib kelimesi, güzel manasına gelir; şu â-yette olduğu gibi: ;
O'na tayyib' kelime (yani, güzel kelime -o da, Allah müstesna, ilah olmadığına şehâdettir-} yükselir. Onu da sâlih amel yükseltir. (Fâtır/10)
Salih kimse de bu şekilde amelde bulunur.[78]
Allah'ın, tayyib bir kelimeyi (yani, güzel bir kelimeyi: Allah müstesna ilah olmadığına şehâdet etmeyi} nasıl mesel darbettiğini görmez misin? (Tayyib bir kelime), kökü sabit ve dalları semada tayyib lyani, güzel} bir ağaç gibidir. (İbrâhîm/24)
Aynı şekilde mü'min de, Allah dışında ilah olmadığına şehâdet edip sâlih amel işleyecek olursa, sözü ve ameli Allah'a yükselir.